O Kuş Hep Olmalı
O kuşun kırık kanatlarında bu ilk uçuşum değil.
Sert esen poyrazları saymazsak, hep umuda taşıdı. Bazen bir direnişte, bazen bir yürek zindanında, Bazen de ölüme ramak kala darağacında. Karanlığı aldı gözlerimden, Güneşle tanıştırdı beni, Bulutlar arasında dolaşırken. Ufkun iç çekişlerinde ise kendimi tanıdım. Birileri düzensiz düzenin nimetlerinden dem vururken, Özgürlük savaşlarına militan yaptı yüreğimi kırık kanadım. O kuş hep olmalı, Bilmem nasıl anlatmalı! O kuşun kırık kanatlarında bu ilk uçuşum değil. Alt üst olmuş şehirlerin, virane evlerin üstlerinde uçtuk birlikte. Zalim düşmanlara, birlikte bağırdık yıldızlardan, Birlikte üşüdük dolunay esintilerinde. Beraber ısındı yüreğimiz ılık esen meltemlerde. Kızıl kanatlı atlılara el salladık yorgun parklarda. Zehirli yılanlardan, zehir zemberek anılardan korudu beni. Ateş gibi, barut gibi şiirler yazdım sayesinde. Dost yürekli şairlerle tanıştık, buluştuk ehven-i şerde. O kuş hep olmalı, Bilmem nasıl anlatmalı! O kuşun kırık kanatlarında bu ilk uçuşum değil. Denizler üzerinde süzülüşü ağırlığımı hafifletti. İçimde hep bir sevinç var onun kanatlarında uçarken Dudaklarımdaki gülüş göğün her yeni katında biraz daha artar. Yükseldikçe sanki oğlum öper yanaklarımdan. Hoplayıp zıplasa da anılar, cürmü kadar yer yakar. Susarım zaman zaman saatlerce uçarız hiç konuşmadan, Bazen de bir türkü dökülür dudaklarımdan, bizim oralardan. Yarısı rüzgarlara karışan. O kuş hep olmalı, Bilmem nasıl anlatmalı! O kuşun kırık kanatlarında bu ilk uçuşum değil. Baş kaldırının, isyanın selamıdır bu uçuşlar. Ya da usulca ve uysalca uzaklaşmaktır dünyadan. Böyle bir şarap bile yoktur, hiç bir yerde böylesine sarhoş eden. Göğün maviliklerine taşır yalpa yalpa ama geniş bir açıda. Susuzluğumu, açlığımı giderir. Yalnız dünyamdan, beklentilerimden, sevdamdan uzaklaştırır. Düşler kurarım yükselen şafaklarda. O kuş hep olmalı, Bilmem nasıl anlatmalı! Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN |