KINALI ÖLDÜBu gün kınalı fatma öldü Eşinin yanına defnedildi Doksandört yıllık ömür Bir fatihalık saltanatla son buldu ........ Derdiki;"Bizler dağı terk ettik" "Teröre dağları yurt ettik" "Biz varken hele gelse, göreydik" "Dağlar eşkiyaya yurt oldu" ............. Toprakkale,toprakkale Kimine hasret,kimine sıla Ecem derde; Ah ederdi ,ahı ile Yarsuad;Dünya Kime,kime kaldı .......... Ruhu şaad olsun 25.haziran saat 07.30 2014 ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, KINALI ÖYKÜSÜ ............. Sekseninde yedi şubattı ,kaybetmişti eşini Doğum yeri seyyar ,kimse bilmezdi yaşını Evlilikte Yarım kalan, asırlık Kınalı düşünü Gözyaşlarıyla ,Velisini yorumluyordu Acep Şükretmesini bilemedik ’mi ;’Oğul ay’ Yüzü geçkin kilo ,bir seksenlik boy Hüznün çizgileri derken: ’Kınalım oy ‘ Beyi ile güreş tuttuğunu hatırlıyordu Toprakale’de, bahçe sularken akraba oğlu Pehlivan yengesine kayınları emmioğlu Güreş halkası kurulur ,arkın başına sağlı sollu El enseyle birer, birer suya yatırıyordu Dediler ki : ’Ağabeyimizle yani beyinle İsterimsin ? ;Güreş tutsun seninle’ Dedi: ’izin verir birde erkeklik onuru ile Çıkmazsa meydana’ yıkacağını biliyordu. Yıkmasına yıkmıştı, bir çelmeyle beyini Bir çit direğiyle dövülüp ,seyre doyan köyünü Çadır açışını ,göç çekişini ve erkek payını Yarı mahpus ,enişte evinde arıyordu. At binmiş ,silah çekmiş, erine gardaş olmuş Onunla ağlamış, onunla gülmüş, ana olmuş Toroslar da yaylamış, çukur ovada avlanmış Hanımdan gardaş, erden dost olurmuydu? Bey;Cilve ister,naz ister,kırıtmalı söz ister Güreşiciyi neylesin, oğul ister, gelin ister Sarı saçlar, yüksek topuk , dolanacak boyun ister Aslanın dişisine ,töreler geçit vermiyordu. Kayseri Karaköy , Toprak kale, Konya Kadınhanı Kürdü, Laz-ı, Çerkez i ya yürüğün yöresi yurdu hani? Torosları, yaylaları parsellemişler; Ne deve, ne çanı? "Zaman Galleş ,insanoğlu çiğ süt emmiş"; Diyordu Enişte evi güzel, enişte evi çok katlı, hemde hoş Lakin oturanlar memur, balkonlarsa sessiz boş Mahpus damına benziyor yalnızlıklar peş peşe bir hoş Ne iti, ne horozu, ne konuşacak adam vardı? Kimsenin evinde, mutfağa girmez ,ne deyim Dolap açmaz, ocağa dokunmaz ,sorsan "eyiyim" "Ah erim"diyordu, sağlığında dalaştığı Kınalıya beyim Vücut ihtiyar, ayak yorgun, gönül kanatlı uçamıyordu? Yörüğün hası;Goca Mahmud bacısı Mangal gibi yürek, közlenmiş acısı Yalan oldu;Omar-ı,Ecesi, Kınalı Hacısı Ölen ölmüş, kalana nolmuş, sormuyordu? Yarsuadım; Kınalının "bir günlük öyküsü" Ölüm değil ‘9’ çocuğu "büyütme" gaygısı Miras bile aldırmamış ;"Gardaş saygısı" Döndü sünü, Kemalini kimseye açamıyordu ....................... ........... |
mekanı cennet olsun amin