(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MAYO şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MAYO şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bana benim birader Naci'den bir hatıra hatırlattın bu şiirle:
OLMAZ OLMAZ DEMEYİN. OLMAZ OLMAZZ.
Uzun bir gece vardiyasından sonra eve gelen Naci hemen kendini yatağa atıyor. Daha iki üç saat olmuş ki uyuyalı telefonu çalıyor. Dadaş kızı yengem telefonu alıyor ve Naci'yi uyandırarak ona veriyor. - Seni ariyirler. Arhadaşlarınmiş. Acil diyirler. Naci alıyor telefonu. -Alooo kimsiniz la sabah sabah? - Abi ben Selami. Yanımda Cebrail de var. Biraz sonra sana uğrayacağız. Bu gün denize gidiyoruz. Sakın hık mık etme. Sen de geliyorsun. Araba, mangal, et her şey tamam. Sen sadece mayonu al tamam. Naci kendi ayağını kırar, arkadaşlarını kırmaz. '' tamam '' diyor ama felaket de kızıyor. Kızınca da aklına hemen bir şeytanlık geliyor - Selami oğlum siz bu sene hiç denize gittiniz mi? - Yok abi bu sene ilk olacak. Naci ellerini ovuşturuyor. '' yaktım ulan çıranızı sizin. Görürsünüz sabah sabah insan uyandırmayı '' diyor. Tabii ki içinden.
Yataktan kalkan bizim birader doğru evin bahçesine iniyor ve İncir yaprakları koparıp çantasına atıyor mayosuyla birlikte.
Az sonra arkadaşları geliyor. Bizim üç kafadar Paşabahçe sosyal tesislerine doğru gazlıyorlar. Yarım saat demeden tesislerin ağaçları altında mangal kurulup tavuk kanatlar ızgara edilmeye başlanıyor. Yiyorlar, İçiyorlar ( Kola ve ayran tabii ki ) Beykoz'a inip hep birlikte öğle namazını da eda etikten sonra tekrar Paşabahçe'ye dönüyorlar ve sıra denize girmeye geliyor. Naci soruyor arkadaşlarına - Siz bu sene ilk kez denize giriyorsunuz değil mi? - Evet abi. - O zaman bakın size ne diyeceğim. Biliyor musunuz aslında denize bikiniyle girmek çok sevaptır. - Ya abi bizle kafa buklma olur mu öyle şey. - Ulan oğlum düşünsenize Adem babamız ve Havva anamız zamanında elbise filan var mıydı. Onlar neyle girdiler denize filan. İncir yapraklarıyla değil mi? Peki bikini giyen kadınlara bakın. Onların nereleri örtülü. Adem babamız ve havva Annemizin incir yapraklarıyla örttükleri yerleri. Dolayısıyla haram olan bikini giymek değil. Her kesin içine bikini ile çıkmak. - Vay beee. Doğru ya Adem babamız zamanında kumaş mı vardı. Eee bunu biz niçin anlattın şimdi - Şunun için anlattım ki eğer o sene ilk kez denize giriyorsanız mayo yerine incir yaprakları ile örtündüğünüz takdirde çok büyük sevabı var bunun. Adem babamızın bir sünnetini yerine getirdiğiniz için de bir sene boyunca her işiniz rast gidiyormuş. - Yav abi bu kadar insanın içinde incir yaprağı ile denize girirlir mi? - Oğlum ne olacak. Bakın ben geçen hafta girdim. Ne oldu dersiniz. Kemal abiden iki senedir alamadığım alacağımı aldım. Anlasanıza oğlum çok büyük sevap çoook...haydi şimdi girin arabaya. orada benim hazırladığım yapraklar var. Ben onları ipe dizdim. Onları takın belinize doğru denize. Selami ve Cebrail ...İkiside çok saf, çok temiz insanlar. İnanıyorlar bizim fırlamaya anlayacağınız. Minibüs'e girip soyunuyor ve Naci'nin hazırladığı yılın son kreasyonu mayolarını giyiyorlar. Minibüsten çıkar çıkmaz Naci onların bu halline tepine tepine gülüp bir poz da resimlerini çektikten sonra başlıyor - Oğlum siz salak mısınız? İnsan bu kadar mı aptal olur. İşte sizin gibi her sakallıyı hoca sananlar yüzünden şarlatanlar ortalıkta cirit atıp malı götürüyorlar.Yahu insan bir kere sorar. Abi madem bu kadar sevap de niçin hiç kimse bunu yapmıyor diye.
Naci bu işte. Yaş ellidört ama aklı fikri hâlâ fırlamalıkta. Bu kadar fırlama olmasaydı Askerliği sırasında Konya gibi yerde, Aslanlı Kışla yakınlarına çingenelerden tavuk çalmak için onu görevlendirir miydi astsubaylar?
Olsun varsın ;
Ayağımı soktum ya denize .
Mayom yoktu üstümde .
Adem babam gibi ,
Giremezdim denize...
Tebriklerimle üstadım kutluyoruum...