ÖMRÜMBaharın gelmesiyle, tomurcuklanan ağaçlar, Kuşların cıvıltıları,güneşse göz kamaştıran. Yepyeni bir doğuş, yepyeni bir hayat, Yağmurla gelen bereket,baharla gelen lezzet. Bir mahkumun azadı gibi, çıkıyor çiçekler, Sanki bambaşka bir alem, bu gördüğüm gerçekler. Sonsuzluktan uzanan bir ele benziyor sanki Her şey bambaşka olmuş, yeni bir doğuş sanki. Toprak kanıyor, buluşuyor yağmurlarla, Sarmaş dolaş olmuş kuşlar, yeşeren ağaçlarla. Bülbülün güle kavuşmasına, an kalmış sanki Bu mutluluk eseri, başka bir şey değil ki. Çiftçi sürüyor tarlasını, dilinde türküsüyle, Söyleşiyor sanki tarla fareleriyle. “Bu yıl” diyor, “bereketli olur inşallah”! Dilindeki bereket türküsü, bahar türküsü sanki. Güneş yakıyor ortalığı, bütün azametiyle, İnsanlar sığınıyor, ağaç gölgelerine. Serinlemek için, çırpınıp duruyorlar, Yazın sıcaklığında, inan kavruluyorlar. Su ferahlatmıyor, güneş ise yakıyor, Yüreklerdeki yara, hep durmadan kanıyor. O güzelim ağaçlar, sararmaya başlamış, Güneşin sıcaklığı, ortalığı kaplamış. Çiftçi ektiğini biçmeye çalışırken, Terler şakağından damla, damla akarken. Bereketli geçen yaz, Yüzleri güldürürken. Ansızın esen rüzgarla, yapraklar savrulurken, Sararan yapraklar, son gününü beklerken. Bitiyor artık ömür, bitiyor yeşillikler, Elveda diyor ömrüm, elveda güzellikler. Can çekişiyor şimdi, bütün nebatat, Bitiyor onlar için, dünyadaki hayat. Çırpınıyor, giymemek için kefeni, Ama nafile, kimse bozamaz ki bu düzeni. Son buluyor artık, karla geliyor ölüm, Bütün her yer cansız, kabre dönüktür yüzüm. Ne kadar çabalasan, mutlaka tadacaksın, Elbet bir gün sende, rabbine varacaksın. Ağaçlar meyvasını sunup giderken, Canlı, cansız varlıklar görevini yaparken. Bizse nankörce, safa sürüp Elimiz boş dönerken. Ağaçlarda ölür, Bülbülde ölür, gülde ölür. Ölmek hiçbir şey değil, Kabirde herkes ettiğini görür. .... |