Yok başka bir yol…Yar… Göz görür Gönül sever Çile insanı Hikmete sevk eder Sabır, ne keder Ne elem, ikramı değer Sırra meftun olmayandır heder İnsan, görür, işitir Farkı fark eden bilir Basireti açık olan değerdir Bağnazlık kaidesiz çelişkidir Hırsa muteber eden sefihtir Hınç içinde soluyan kerihtir O’nun rızası için sabreden ariftir Canı, canana hasreden velidir Varlık ancak O’nda dirilmektir Nefsi kurutmak aşkı ekberdir Sevdası firkatteki vuslattır Gam etme, ah u zar edip göçme Ukdelerinle azabı dünyada çekme Derdini kimseye şikâyet etme Miden tok gezme, öyle kederlenme Bir insanı samimiyetle dinle Meramındaki hakikati önemse Gönül sesin sükûnet içinde olsun Attığın kahkaha etrafta duyulmasın Varlığını kimse tartmasın, tevazulu olasın Ne kadar takdir ve tebrik ediliyorsan Etrafında pelesenk olanları görüyorsan Başını öne eğdir, hamt içinde adresi bildir Ne kadar kendinden kaçarsan, o kadar Bilgi ve irfandan, edep ve Furkan’dan uzaksın En yakının kelamını okumadan çıkma Fecrin en müstesna anında onunla başla Nefsinle yarış, ihmale alma, kendini avutma Münker ile ecir olmaz, hudur hiçe sayılmaz Mağfiret var diye kast aşılmaz, bahaneye sığınılmaz An kime seslenir, ruhun onu beklemektedir Ten ne hale gelecektir, naşın garip gidecektir Senden geriye kalan gam ve kederin gelmeyecektir Ne kadar dünya adına hesabın varsa gülecektir Gözler sönmüş, nefes bitmiş, nefsin boyun bükmüştür Kabir ne vakur bir yerdir, berzah sükûnet içinde ki adrestir O teni ne yılan ve ne de çıyan ziyarete gelecektir Ruhun bu hakikatleri yakinen bilecektir, haşyet niyedir Sahibin kulu ol, O’nun yolunda nur ol, yoktur bir başka yol… Mustafa Cilasun |