SON KAPIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın
Hayata geç kalmıştım/ koşuyordum
Sen ki yediveren güllerini devşirirken. Ben soluk soluğa ıslak kaldırımlardan Gecenin en zifirinden, Sokağın en kuytusundan geçiyordum. ‘Göç davulu’ çalacak demişlerdi, Son gemi son limandan kalkmıştı, Son tren son istasyondan kalkarken, Son vagona attım kendimi… Keşkelerime gidiyordum, Buğdaydan vazgeçmiş Nefes arıyordum, Bir ses arıyordum… … Gökyüzünü tavaf ederken gözlerim. Küllenmiş bir ateşi Kor bir ateşin üzerine serptim, Hara düştüm yar, Nara düştüm yar, Ey yar ! Kurtar beni yar Biryanım cehennem, avucumda ateş Sekardayım çevremde ashabı nar. Ve ondokuz melek var. Kapılar bir bir kapanırken yüzüme, Aklımı pazara çıkarmıştım / ne fayda, Alıcı yok satıcı çok, -Yok mu alan, her kılıkta akıl var… … Keşkelerimin izlerinden geri döndüm. Ümit kapılarım kapanmışken / bir kapı Son kapıya haykırdım Mutluluk istiyorum, Merhamet istiyorum, Kalbimi getirdim, aklımdan ‘ben’i çıkarıp hemen. Kapı açıldı. Hayret! ‘Dede himmet’ dedim soluk soluğa, ‘oğul gayret’ gayret ki göç davulunun çalması yakındır. Selahattin Cansız |
yani murat kapkıner,islamoğlu,k.tazeoğlu tarzı