Asma Yaprak (adım kasım ve hiç)
Sallanıyor elimde kalmış son asma yaprakları.
bu şehir yalan bir ayna her defasında bakıp düşüecek iki kelime kalıyor sonuna tam dökülecek tıkanıyor aynanın suçu diye bakarken bir bensizliğe ellerime kelepçe kalıyor ne elim ne dilim ne de bensizliğim kalıyor kuma bulanmış sahilde senin adın kasım olsun benim ki hiç olsun... öylece kalsın sandallar çekmesin kollar kürekleri Sallanıyor elimde kalmış son asma yaprakları tam salacak tam sararacak tam turuncusuna kırmızı karıştıracak iki kelime kalıyor ucunda ne karışabiliyor kalıyor öyle sade sessiz ve gece gibi koptu kopacak bir fırtına, her yeri toza buLandıracak sessizlikle, senin adın kasım olsun benim ki hiç olsun son yaprak düşsün, gecenin suçlu vakitlerinde düşemesin düşlenmiş asma yaprağı adım hiç olsun satırlarında adım soluklanmasın iki kelimeye asılı kalsın eylül rüzgar yanında dolaşmasın salına salına çarşambaya yol düşşün cuma gelmesin dokunuşlarına uzun yol kalsın bir oniki saat daha akmasın tam bağlarken zamanı imlece asma yaprak . . . çağla 27 mart 2006 |