Yaş elli, şiirler demlidir bu çınarın altındaDurmadan çalıştı saatler Kalbi kırık yelkovan, zehirli akrep geriye hiç dönmeden Baktık sabah, baktık öğlen Düşmüş ikindiye gölge, ateşin külleri sönmeden. Işıklara düşman, göğsümüze gerilmiş perde. Sıvalar dökülüyor altı sarnıç üstü kerpiç oysa küçülüyorsun her an Geride kalan koskoca bir hiç. Sen yüzümde ki şekle Çok zaman düşündü ak saçlı adam Gönlünde güzelleştirdi güzeli bin bir emekle. Yeşile boyandı bahçe anladık ki çok geç. Akıla ziyan, tırnak kırdık yokuşta Kuzey kaldık, viranı yıkan kışta yamaçlarında kırağı, su aktardık derbeder dergahına güzeli sevdik, bin bir nakışla. Pencereden baktım serçe sesleri Duydum ki burası gelene düğün gidene mezar yeri Zaman vuruyor neşterini Ağır ağır dürülüyor makberin defteri dökülür zamanın kiri. Yok ya demekte avunmalıktır gönül eri Dağın önü görünüyor, arkası tan yeri Düzenlemiş Harputlu uzun yola seferi Burası yalancıların, düzenbazların, İyilerin mola yeri. Yaş elli, şiirler demli bu çınarın altında Söz dostun, sen güftesini yap sen usta Son yolcu yoktur şimdi yatağında hasta yerin ayrıldı muhteşem aşk mezar palasta. |