SOMA AĞIDI
Derdimi anlatamadım yavan söz belki
Kollarım dualarım kaldı bakiye Sulaller kalmış çaresiz Bana gösterilen yol pek de lüzumsuz Elim döşümde Yolum işimde sandım Kayboldu zaman ulu dağlarda Çalar kol saati emeği Kara zebani gibi ekmek peşinde Metrelerce yerin altında ateş Yakar kavurur işçiyi Yakacak almak için bir avuç kömürü Tırnaklarının ucuna kadar ter ateş olur Zift olur can gider Kalır geriye sessiz ceset Boğulmuş dumandan onlarca kişi Bu sabır kimin Nerede emeğin/emeğim |