YASAKLI BAYRAMLARIMIZ
YASAKLI BAYRAMLARIMIZ
Dr. Sadık Özen "23 Nisan" "19 Mayıs" "30 Ağustos" "29 Ekim" Bunlar bizim Ulusal Bayramlarımız, Hem mutluluğumuz, hem neşemiz, Hem en büyük onur kaynağımız, Hem de geleceğe olan en büyük güvencemiz. Ayaklar altına alınmak istendi Türklüğümüz, Parçalanmak istendi toprak bütünlüğümüz Bizlere çok görüldü: Vatanseverliğimiz, Atatürkçülüğümüz, Ulusalcılığımız , Ve de ecdadımıza olan bağlılığımız Yok edilmek istendi; Cumhuriyet’le olan tüm bağlarımız, Atatürk ilkeleri ve devrimlerimiz. Bunların karşısında "Yeni Osmanlı Sevdalıları" yaratıldı. "Ulusalcı" olmak suç sayıldı. Kahramanlar hain ilan edildi Hainler kahramanlaştırıldı Yeni yeni yasalar çıkarıldı; Eskileri baltalandı, budandı, rafa kaldırıldı; Bir bir elimizden alındı Ulusal Bayramlarımız. "Andımız" ı okumamız bile yasaklandı, "Ne mutlu Türküm" demek suç sayıldı, İstiklal marşımızın okunması dahi kısıtlandı. Oysa; Elimizden aldıklarının hiçbiri , Milletimize lütfu değildi onların; Ulusal Bayramlarımızın, Andımızın, Ve bütün milli değerlerimizin hiç birini Onlar bahşetmemişti bize. Bütün dünyanın gözleri önünde biz; Gazilerimizin kanıyla, şehitlerimizin canıyla, Kurtuluş Savaşımız’ da ödemiştik bütün bunların bedelini. Çınlıyor kulaklarımızda hala; Mustafa Kemal’in verdiği "Ya istiklal, ya ölüm" emri Ve Mehmetçik’in "Allah !... Allah !.." nidalarıyla düşman üstüne gidişi. 19 Mayıs 1919’da; köhne Bandırma vapuruyla Samsun’a çıkarken Mustafa Kemal Paşa, Bizim atalarımız, büyüklerimiz vardı yanında; Dedelerimiz, Babalarımız, Ağabeylerimiz Müdafa-i hukukçular, Kuvva-i Milliyeciler, Ve Mustafa Kemal’in askerleri. Hapsi vatan için öleceklerine yemin etmişlerdi. Samsun ve Amasya’dan sonra Erzurum Kongresi’ni topladı Mustafa Kemal Paşa. Oradan da Sivas’a geçti arkadaşlarıyla . O anda Vahdettin’in idam fermanını taşıyordu koynunda. Damat Ferit haininin itleri... Mevki vaadiyle, parayla beslenen ve kandırılan yobazlar.. Kendilerine Paşalık önerilenler, Büyük servetlere gark edilenler, Yalanla kışkırtılan hain isyancılar, Yalan yere "Din elden gidiyor" naraları atanlar; "Postacı Nazım"lar, "Kara Mustafa"lar Ve daha nice ahlaksız ve namussuzlar, Adım adım "Büyük Dev" in karşısında yer aldılar. Bir taraftan da; İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar İşgal etmişlerdi topraklarımızı ve limanlarımızı Ve de yurdumuzun her bir yanını. Dost görünerek kandırmışlardı Vahdettin’i ve adamlarını. Bazılarını da paralarıyla satın almışlar, Mustafa Kemal’in etrafını Kara bir yılan gibi sarmışlardı. Ellerinden gelse ona nefes bile aldırmayacaklardı. Öte yandan; Bu hainlerin ajanları Yayılmıştı yurdun dört bir yanına . Satın almışlardı ihanet içinde olan alçakları, Birlikte kumpaslar kurdular, Şer planlar yaptılar, Çemberi daralttıkça daralttılar.. Ama iyi tanımıyorlardı karşılarında kimlerin olduğunu; Mustafa Kemal’i ve askerlerini... Sonunda bütün planları suya düştü bir bir Ve de çok kötü şekilde aldandı hainler... Defolup, geldikleri gibi gittiler. Her şeye rağmen; Gelişen bütün kötü koşullara rağmen, Hiç aldırmadı, hiç yılmadı ve hiç korkmadı Mustafa Kemal. Hep güvendi milletine ve kendisine. Altı üstü Allah’a verecek bir tek can borcu vardı, O da vermeye hazırdı vatanı uğruna. Hiç düşünmeden, damarlarındaki kanın hakkını verdi, Ve verdiği karardan bir daha dönmedi. Şimdi de biz; Onun yolunda ve izindeyiz... Hiçbir şeye aldırmayacağız Ve hiçbir şeyden korkmayacağız; Atamızın izinden ayrılmayacağız. İlkelerimizi sonuna kadar koruyacağız. Andımızı sonsuza kadar okuyacağız, Bayramlarımızı sonsuza kadar kutlayacağız, Çünkü biz Mustafa Kemal’ in Askerleriyiz... Sözümüzün eriyiz, Ölürüz de dönmeyiz yolumuzdan, Dönmeyiz asla ettiğimiz yeminden... 18 Mayıs 2014 www.sadikozen.com |