Çabucak Büyüdüler…‘’Gözü kara, alnı ak kazancı helal madenci... Kömür karası gözler parlıyordu Kömür karasının bulaştığı yüzende Alışıktı onlar siyah renge Dışarıdan görenlerin garipsediği gibi garipsemiyordu Doğduğu günden aşinaydı, benimsemişti… Gün ışığı mı? O da neydi ki? Neye benzerdi? Güneş mi sarıydı? Batarken kızarır mıydı? Bulutlar beyaz mıydı? Arada bir onlarda kararıyor muydu? Yağmurlar yağınca arınıyor muydu siyahından? Onlar ne zaman arınacaktı? Aklanıp paklanacaktı? Yüzü gözü is Üstü başı pis olsa da Yüreklerindeki sönmeyen ışık yetiyordu aslında O ışık yön bulup götürüyordu yerin bin kat altında Evlerinde onları bekleyenlere Gırtlaklarına girecek bir lokma ekmeğe… Alın teriyle kazandıklarını yiyorlardı helalinden Ayakkabı kutuları yoktu Ne de para sayma makineleri Çiftleşmemişti gemicikleri Hayalleri de karaydı yaşantıları gibi… KADERdedi… Bu kader neydi ki? Neden hep garibe yazılırdı? Emekçinin yolunu keserdi? Özgürce yaşamak isteyenin bahtına mı çıkardı? Adalet için karşı duranlara mı yazılacaktı hep? Mücadele edenin kaderi deyip geçecek miydik? Zengine hiç yazılmaz mıydı bu kader? Felek niye onlarında kapısını çalmazdı? Bizim ihmalimiz diyemediler Kadere bağladılar On sekizinci yüzyıldan örnekler verdiler Allah’tan Müslümanlar Kaderin arkasına sığındılar Yüreği karalar… Ama artık Soma ya gün doğmuyor Karanlıkta kaldı evler Tütmez artık ocaklar Kadınlar her gün kan ağlar Kömür karası çocuk yürekler Çabucak büyüdüler... 15.05.2014______________________Seher_Yeli Seher Zerrin Aktaş |
Kadere bağladılar
On sekizinci yüzyıldan örnekler verdiler
Allah’tan Müslümanlar
Kaderin arkasına sığındılar
Yüreği karalar…
Kader bu muydu Zonguldakta nede güzel öldüler denmişti
Burada da kader.........
Olsun onların kaderi de bu olsun asıl hesap öte tarafta onlar orada bekliyorlar
Rahmetle anıyor,Usta kalemi selamlıyorum