KÖREBEUykusuz bir gecenin şiiri gibi Yakalayıverir ilmiğinden terörist bir imge İt gibi dizilmiş sözcüklerin eliyle Hırlayan sessizliğin korkusu Şizofren acıların gaddar öfkesiyle Koynunda barbar gecenin Küf tutmuş yalnızlık kokusu Yıkanmaya muhtaç ruhumun duvarlarında Aynanın karanlık yüzüne itiraflar Ardı sıra keşkelerin akıntısında Bir çocuk kadar utangaç Bir günahkâr kadar mahcup Bir ben kadar sana muhtaç Hiç kimse senin gibi gidememişken Herkesten Her şeyden Çok olmak da ne Sesindir kapı tokmağı Tenin değil mi şu solmuş çiçekler Ne farkı vardı gözlerinden gecelerin Okuduğum tüm şiirlerde saklı sesin Oysa Ne çok gittin Ne çok sevdin gitmeleri Bir çocuğun oyun oynamayı sevmesi gibi Sen hep kör-ebeydin Yalnızlıklar doğurtan Ve bunu hiç görmeyen Aşk denilen oyunda Bense yağmur yüklü kadınlar sevdim Yüzgöğümde yağan Bitti(!) yüzümün topografyasında Firari yabancı otlar Şimdi kurak bir mevsimin arifesinde Anarşist bir devrim ruhumu ele geçirirken Kaplasın göğümü mavi bir perde Kulağımda sağır edici bir ç/atışma Kimvurduya giden üç beş kafiye Kelepçeli elleriyle suçsuzluğunu haykıran imge Şiirsel bir dilde cesur sloganlar Yaşasın gece Yaşasın kör-ebe |
kandilin mübarek olsun nicelerine inşallah