YARIM TEBESSÜMAyrıldığımız günü hatırlıyor musun Hani dili budanmış yaralarına Ayak bileğinden kesilmiş topal yarınlarını basan Metrûk köhnemiş bir sevdânın Kurak hidrografik haritasını bırakmıştın Duaya bîmecâl avuçlarımın Bekkeî coğrafyasına Samimiyeti haczedilmiş rehin bir vedâ Ve Bir de tamamlanamayan Yarım kalan Yalana bakan Yılan bir tebessüm Sanırdım ki Sonum olacak Başına ödül koyduğum bu gidiş Geceleri Uykularımda rûyalarıma intihar süsü veren Boynumdaki ilmeğim Gündüzleri Yastığımda son nefesimi resimleyen Doğum lekesi ecelim Kitaplarımın arasında Daha uykudayken Şâirler Ürpererek Titreyerek Terleyerek Sana yazdığım birkaç sağanak lirik şiirim vardı Ve Bir de sana Yalnız sana Bir tek sana Özlemimin hârında tütsülediğim ucu yanık Salya sümük bir türküm Dün gece Münker Nekir sorgusunda yaktım onları cevapsız Alevlerin çakım çakım kızıllığında Kelimelerimin çırpınışını gördüm İmlâlarımın imâlarımın haykırışını Yalvarışını “Men Rabbûke” de çenesi kitlenen Devâsâ ma‘bûdlarımın yanışını gördüm Ellerimin yanışını Bedenimin Benliğimin Bendeliğimin yanışını Dün gece Bir cenaze kalktı Cûdi’ye çivilediğim Tûfân’ımın Tahtakurularına teslim ahşap yıkıntılarından Bir cenaze kalktı Ağıdıma bağdaş kuran Şeddâdım’ın İrem’inde yas tutmuş arka kapısından Bir cenaze kalktı İbrahim’e "gitme" diye yalvaran Hacer’in Kırbasına doldurduğu son duâsından Bir cenaze kalktı Yassız Ağıtsız Oysa bir tutkuyu paylaşmıştık onunla Kanadı kırık paytak bir umudu Küçücük avuçlarımızda sıkı sıkı tuttuğumuz Redd-i biât ürkek bir korkuyu Uçurumların aş eren kesiciliklerinden aşırdığımız Geçitsiz sarp bir yolu Ateş böceği semâhında Geceleri eneze cılız alevine üşüştüğümüz Erimiş pembe bir mumu Onunla iki yürek arası bir ömrün Yarısını paylaşmıştık hâni ya katıksız Dilimizin dikiş söküklerine yamayarak kanattığımız İğne iplik mahcûb bir çift sözü Gecenin bilmem hangi zift yalamış geri kalanlığında Ayaklarından söküp topuklarını tırnaklarını parmaklarını Azıksız yola koyduğumuz Zamansız bir ölümü Müslüm Gürses’ten kulağımıza şırıngayla akıttığımız Vedâ kanamalı “ Ağır Yaralı” bir türküyü Aydın kafalı kitapların karanlık satırlarına Mezar taşı yaptığımız beyaz bir gülü Ve Giderken Tırnaklarıyla eşeleyerek toprağımı Yüzümün el değmemiş Göz gezmemiş Bâkir kırsalına ektiği yanık yarım tebessümü Dün gece Kırıp ucunu kalemimin Sapladım sırtına Eteğinin altında Sen’i saklayan tüm kelimelerin O kelimeler bulacaktı seni Vuracaktı da belki de Hiç ummadığın bir yerde Hiç beklemediğin bir vakitte Sonra masamda saçlarını yolan Alnındaki yazgıyı karalayan şiirlerimi getirecektim Buz katığı cenazene Ve Ay ışığını alıp önüme Ölümüne yürüyecektim ölümün üzerine |