Güneş Işığında Üşüyorum
Güneş ışığında üşüyorum.
Sıcak havada, güneşin ve yalnızlığımın aydınlığında üşüyorum. Ellerim titriyor sebepsiz bir şekilde. Sessizliğimin arkasına sığınıyorum Fakat Daha fazla üşüyorum, Zaman geçtikçe Güneş ışığında üşüyorum. Sebepsiz bir karanlık boğuyor ışığımı, Yok ediyor sessizliğimi. Zaman ve güneş arasında seçim yapmak zorunda kalıyorum. Zamanı seçiyorum, güneşi kaybediyorum. Güneşi seçiyorum, zaman kayboluyor... Güneş ışığında üşüyorum. Hava kararmış, güneş beni terk etmiş, Küçük bir titreme esir almış bedenimi. Zaman kavramında yok olmuş insanlığım. Duygusuzluk sarmış her yanımı Düşünemez olmuşum bu dünyada. Güneş ışığında üşüyorum. Düşüncelerim beni ele geçirmiş Yavaş yavaş yok olmaya başlamış beynim Düşüncelerim düşman olmuş, ayrılmış benden Yalnızlığım parçalamış benliğimi Kutuplara sürüklenmişim, sessiz ve kimsesiz.. Güneş ışığında üşüyorum. Bir kağıt gibi yırtıp atmış Tanrı beni Tanrıya doğru emekliyor ve sürünüyorum bu yüzden Güneşimi çalmasına izin vermek istemiyorum onun Fakat bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Güneş ışığında üşüyorum. Olmayan bir rüzgarda savruluyorum Yıldızlar kaybolmuş boşlukta, Ay ışığında aydınlanmaya çalışıyorum Bir uçurtma gibi kullanıyor rüzgar beni Karanlıkta... Güneş ışığında üşüyorum. Kavurucu bir sıcakta, Titreyerek yürüyorum sessiz sokaklarda İsimsiz kalmış siyah beyaz hayatıma renk arıyorum Güneş gibi terk ediyor beni Renkler ve yalnızlığım... 02.03.2014 YGÜ’e ithafen yazılmıştır. Bircan Karakurt |