Yüreğine EmanetŞehir yenilmiş yüzündeki hüzne Bir açlıktır başlamış sevmeye sevilmeye Tüm yollar kesilmiş ayrılığın acımasız silahlarıyla Neyleyeyim mahkum olmuşuz zindan gecelere Hicran ateşi sarmış titreyen göz kapaklarımızı Canımızdan can kanımızdan kan versek de çare mi? Dindirmek bir hayal artık yürek sızımızı... Bir hezeyan sarmış tüm bedenimizi Yürekten ta akla kadar Cömert yüreklerin doyurulamayan açlığının çığlıklarını Kulak ver ve dinle! Yok artık bölüşülmeye hazır yaşamlar Sevgiyle sevgisizliğin savaştığı karartma gecelerinde Elde silah kalmamış neylersin Onlar gelirken topla tüfekle Neye yarar gelsek de demet demet çiçekle... Vazgeçtik artık sevişmelerden Vazgeçtik dil yarelerinden Bir dokunuş bir heyecanken Şimdi bir dokunuş bin ah oldu Ellerimiz buz tutmuş yürekler ha keza Bu açlık belki de Tanrının kullarına verdiği en büyük ceza... Derin bir çıplaklıkla örtülü üstlerimiz Ve uzaklarda yankılanan Gurbet, sıla türküleri Madem ki ayırdık sevgileri kalplerimizden Bu neyin nesi, neyin türküsü Neden bu ağıtlar ve haykırışlar... "Yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta" Belki göreceksin güneşi Mor şimşekler ebedi değil ya Kamaştırsın güneş gözlerini, kör etsin Ve sevginin gerçek adaletini gör Gözlerini bir daha açtığında Gör ki aydınlansın yürekler Gör ki bitsin ayrılıklar O zaman İşe o zaman gerçek dünyalı olacaksın... Şimdi dilsiz bir çağlayan gibi susmanın zamanı Seni kendi yüreğine emanet ediyorum Bil ki tekrar dönüşüm gözlerini sevgiyle açtığında olacak Ve ben artık "imleri" düşünmek zorunda kalmayacağım İşareti sendedir aşkın Gözlerini açtığında yürüyeceğiz bir kez daha sevdalara Yüzündeki hüzünleri şehrin üzerinden atarak... Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN |
Sevmek istediği kadar sevebilir.
Kalplerini karanlığa gömenlerden aydınlık beklemesen daha iyi olur diyesim geliyor dost.
Harikasın...