Vuslat bedeni tercihler, keyfiyet adresleri değildirArtık Sevemez olduk Samimiyetten uzaklaştık Lafazanlık adına seni cemiyetlerde andık Hayatın hiçbir lahzasında kalbi hassasiyetle taşıyamadık Sadece kanmaya inandık, avunmayı çare sandık, oysa ne kadar yanıldık Birler Senin ümmetindik Nefsimizden ziyade sevdiğimizi söylerdik Ne kadar ihsan ve ahlakın bendinde kendimizden geçtik Bizler sadece önümüze sunulanla yetindik, ceht ve şecaatten arîydik Dünyayı sırtlanmaya heveslendik, nefislerimize esir olmakla yetindik On emir dendi Omurgasız yaşamak tercih edildi Ruhi ve kalbi hassasiyet yalnızca keyfiyet için yetti Düşlemeden, düşünmeden, fikir edinmeden hükmetmek endi Menkıbelerle kültür dini vazgeçilmezimizdi, Kur’an ise taziye içindi Örf ve asabiyet hazır haldeydi, hak ve hukuk adına mizan ötelenmişti Bilmem ki Ne oldu, nasıl bu hale geldik Veya getirilmek için desiselere heba edildik Düşman ve dosttan emin değil miydik, muhkem ayetlerden geçtik Her kim kürsiye çıkarsa dinlemekle yetindik, muhakeme dahi etmedik Çünkü maslahat gösteren adreslere gittik, heveslerimizden hiç geçmedik İnanmak Ruhi ve kalbi itminanlıktır Yürek gücüne inanmak ve aşkı yaşamaktır Hak ve hukuku gerekçeleriyle kavramak ve adanmaktır Sevdası ihlâs ve inayet olmak, her varlıkta O’nda yok olmaktır Kalbi nazar gâh kılan Sultana sadakat ve samimiyetle bağlanmak şiarıdır Can, canan içindir Canan, aşkın firkatinde nefeslenmektir Vuslat bedeni tercihler, keyfiyet adresleri değildir Nefsin her bakımdan terbiye ve tezkiyelerle edebe bürünmesidir Masivaya erişmek, kemaliyet üzere kalbi ve zihni inşa etmenin fevkidir Aşk, hakikat ve marifete erişmek için, nefsin ihyasını reddeden erdemdir İrfan sahibi Her arzu ve talebini Yalnızda O’nun rızası için hasreden Dünyasından geçen, imkânları fırsat bilen, umut meşalesidir Rabbe ve O’nun resulüne ulaşmak, anlamak için azim ve şevk yeterlidir Yoksa en kestirme yoldan cennete girmek, sevap ikmal etmek asla umut değildir Mustafa CİLASUN |