Boş Evin KokusuBir kez daha baş başayız seninle - bir kez daha! Adına yalnızlık denilen şey... Denizler arası iki yıldız Biri ben biri sen Hıyanete kurban edilmiş o pejmurde gezginliğim Gecenin çığlığı artarak kulaklarımda Gel vur ve geç bir zamanın kahpe ayazlarında Şimdi köpekler bile uykuda, ezanla başlayacaklar ulumaya Bense çok şey anlatmak istiyorum sana insanlar az geliyor bana Önce beni ıslak bir öpüşün doruğuna götür Ki titretsin beni İspanyol "Paplo NERUDA" Kıvamında Yalnız benimki ürküp dibe batmayan bir kucaklayış olsun Sonra Yüzü olmayan biri katılsın aramıza Eski günlerdeki gibi mutlu görüneyim, ama onu tanımamış gibi davranayım Zaten yüzü yok ya... Sadece bu gece kalsın yanımızda Sabahın ilk ışıkları ile gitsin Gitmeli de zaten, ne işi var ki aramızda? Madem ki sadece bu gece Hiç bir şeyin hesabını sormayacağım ona O da aradığı huzuru bulacak yanımda Göğün alçalışını seyretsek yeter O anlar neden bu seyre daldığımızı Belki de yıldızlara bakıp bir dilek tutar içinden Ama söyle ona Sakın her gece burada bizimle olmayı dilemesin Ve boş evin kokusu "Kırbaçlıyor göğsümü" Gitti değil mi? Yine büyüyen bir ses gecenin çığılığı Boğazım kurudu Bir damla su içeyim ah! Onun bardağında Bu susayış neyeydi? Yok yok sadece boğazım kurudu... Artık "yıldızlarla sürdürmeliyim konuşmayı" Bana müsaade yalnızlık Bana müsaade Sönmüş volkanları yeniden canlandırmanın alemi yok... Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN |