Gündönümü
Haziran’dan haz almaya başladığım ilk anda
Gözlerin gözlerimdeki en anlamlı düğümdü Doğduğum günden beri sonu gelmez geceden Uyandığım her sabah aynada gördüğündü Dağlarım kırcılanır, gece gündüz sislidir Kışlarım bin yıl sürer, soğuktur tek iklimim Güneşin buz tuttuğu sancılı bir sabahta Kardelen gibi açtın ortasında fikrimin Ellerimde hiçlik suskuları belirdi Buzdan kanatlarla yükselirken yukarı Derinden dalga dalga yayılan çığlıklarım Hiçbir yerde mevcut olmayışına yakarı Yalnızlıktan usandığım o günlerin birinde Sanrılarla başım döndü, yolum şaştı ve aklım Ben, beyaz buz çağına milyon yıldır sürgünken Sen, çağıma en katı,vazgeçilmez yasaktın Bir yerde varlığımı hiç kimse bilmese de Sessizlik, soğuk, kar, donmuşluk ve sis benim Kollarımda zincir, kelepçe olmasa da Varlığım demirbaşı bu buzdan cehennemin Umutların kıtlığını yaşasa da her dönem Uzak ihtimallerin aşığı bu serseri Uçurum kadar derin gözlerini her gören Bir bakışta anlar içindeki depremi Yokluğunda şaşırıp kaybolduğum her anda Adın kutup yıldızı ritmi bozuk kalbime Toprağında açan o hüzünlü zambaklar Bir elveda şarkısı kalbimdeki kabrine Sessiz ve derinden dolaşan kanımdaki Varlığın tek gemilik bir yenilmez armada Bir keskin utku var bayrağındaki Hayallerle işlenmiş o muhteşem armada Kalelerim düşeli yıllar oldu ve şimdi En kuytu limanlarım tehlike altındadır Dönüşüm yenilgi ufkuna yönelirken Bu saatten sonra ne desem yarım kalır Bir hayalle bütünleşip benliğini yitirmek Sonu gelmez zifire gömülmeye eşdeğer Bilekleri koparıp damarları boşaltmak Bu garip esaretten tek kurtuluşmuş meğer |