BİR SEVDA ŞİİRİ : 2.İNCİ BÖLÜMHâlime Annemiz dediki ben çocuğu çok sevdim, Müsadeniz olursa her zaman gelip görmek isterdim, Diyerek bıraktı,buyurunuz, alınız efendim, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Bundan sonraki zamanlarda ona dedesi bakdı, Onu bir saniye yanından bırakmadı,kolladı, Daha küçük yaşta iken ticarete alıştırdı, Sevdamın ezelisn, kainatın efendisisin, Beşyüz yetmişyedi yılında tam altı yaşında iken, Annesi ile baba mezarını ziyaretteyken, Medine’nin önünde anne hastalandı gelirken, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Ebvâ Köyü’ne gelindiğinde anne vefat etdi, O zaman Amine anne yirmi yaşında idi, Ümmü Eymen alıpta onu dedesine getirdi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Artık Resül Abdülmüttalib’ e edildi emanet, Kervanla gezdiler nice illeri ,yapıp ticaret, Yüksek olan örnek ahlakı herkese oldu ibret, Sevdamı ezelisin, kainatın efendisisin, Abdülmuttalib Dedesinin seksen olmuştu yaşı, Uzatmıştı yastıkta öylece duruyordu başı, Ebu Tâlib’e vasiyet etti,al yanında taşı, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Canından çok sevdiği dedesini kaybetti o yıl, Çocuktu sekiz yaşlarında bulunuyordu o yıl, Tarih Beşyüz yetmiş dokuzu gösteriyordu o yıl, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Ebu Talib’e Mekke’liler çokça saygı duyardı, Onun evi kalabalık bir çok çocukları vardı, Orta halli,kıt kaanat geçinerek yaşarlardı, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Ebu Talib’de yeğenini fazlasıyla çok sevdi, O da ticaret ile uğraşarak geçim ederdi, Ahmed amcası ile kervanla her yerlere giderdi, Sevdamın ezelisn, kainatın efendisisin, Bir kervan seferinde, olağan üstü bir hadise, Eski Şam diyarı,doksan kilometre ilersinde, Kocaman bir bulut geziyordu tamda tepesinde, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Büyük bir bulut onların sanki tepesinde gibi, Anladı durumu Hristiyan Bahira rahibi, Onlara bir ziyafet verirsem görürüm habibi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Herkesler geldi,ona dediler kervanı gözed, Rahip dediki getirin çocuğu göreyim elbed, Koşup getirdiler çocuğu, İşte Muhammed, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Tecrübeli rahip öncelikle sordu, çocuk kimin? Ebu Talib tetbirli olup dedi, bu çoçuk benim, Rahip dedi,yalan söylüyorsun o olmalı yetim, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Ebu Talib doğru dediniz dedi,çocuk yeğenim, Sıtında bir mühür olacak bakıp onu göreyim, Baktı , çocuk için burayı tehlekeli bilirim, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Rahip denedi Lât ve Uzzâya yeminler istedi, Hiç düşünmeden Ahmed ben onları hiç sevmem dedi, Tereddüd ve şüphesi kalmadı, saklayın hadi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Kervanları gerisingeri döndürdüler aniden, Uzaklaşıp korudular onu bir çok kötülüklerden, Bir daha ayırmadılar küçük çocuğu Mekke’den, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Son derece emanete riayet eder korurdu, O yaşında dürüstlüğü ile kalplere taht kurdu, İnsanlar ki Muhammed-ül Emin lakabını koydu, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Mekke’dekililer ticret etmek için yazın Şam’a, Soğuk kış aylarında ise giderlerdi Yemen’e, Alış ve veriş için yolculuklar bu seferlere, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Bu seferlerde onun Resûl olduğu zanı, Çok kişi bilip,tembih ettiler korumalarını, En emniyetli yer olan Mekke’de kalmalarını, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Cahiliye döneminde amcaları ile birdi, Ficar Savaşı’na onlarla aynı katıldı,girdi, Atılan okları toplayıp amcalarına verdi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Tam o sıralarda Efendimiz yirmi yaşlarında, Gençliğinin tamda çağında vede ilkbaharında, Varıp Hâtice’nin çalışmaya başladı yanında, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Çok yakın zamanda dürüstlüğü ile göze girdi, Beraber yanında çalışanlarda onu çok sevdi, Her önemli emanet yalnız ona güvenilirdi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Hâtice’nin çokça güvenini kazandığı zaman, Kendisinin malından sermaye verdi ona buan, Ortaklık teklif etti , kendisine varıp şu an, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Hâtice eskiden iki defa evlenmiş,dul kalmış, Yaklaşık kırk yaşlarında çokça güzel bir kadınmış, Sayısız teklifler almış bunları kabül etmemiş, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, En sonunda Hâtice’nin evinde toplandılar hep, Bu anlamlı toplantıda vardı birçok güzel sebep, Evliliğin ilk adımları atıldı , işte talep, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Bu izdivacın bilinmeyen birçok sebepleri vardı, Hâtice’nin yeri tartışılmaz,gerçekten farklıydı, Bu önemli nikahı Varaka Oğlu Nevfel kıydı, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Şan-ı Yüce Allah böyle istedi ve böyle oldu, Bu izdivaçtan iki erkek,dört kız çocuğu doğdu, İlk çocuğu da Kâsım olup,onunla künye buldu, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Sıra ile Rûkiye,Zeynep,Ümmü Gülsüm kızları, Fatıma Kız’ının hepsinden bambaşka yeri ayrı, Abdullah’da Hâtice’den doğan diğer oğulları, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Hatice’den doğan altı çocuktan kızları hariç, Taktir erkek çocukları yaşamadılar hayat hiç, Kız çocukları ise ömür sürdüler,yüzde sevinç, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, İlkinki doğmuş erkek çocuğunun adı Kâsm’dır Onun içindir ki Ebûl Kasım künyesi adıdır, Uzun yıllar Mekke’de bu isim ile anılmışdır, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Mekke’de O yıllarca Nûr Dağı’nda tefekkür etdi Kırk yaşında bulunuyordu, Hirâ Mağrası yerdi, Yıl Altıyüz on, Ramazan Ayı ,Kâdir gecesiydi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Bu güzel gecede kendisine Peygamberlik geldi, Bir anda Cebrâil gelince, korkarak çok titredi, Hızlıca evine gelerek,üstümü örtün dedi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Az dilenlenip, Hâtice’ye hadiseyi anlattı, Onu sabırla dinledi, korkma dedi rahatlattı, Hatice hemen inandı, ve de ilk adımı attı, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, 05.08.1993/TURAN ÖZCAN AFYONKARAHİSAR |