SEVDA YANIĞI DUYGULARŞimdiye kadar kimsenin kokusunu giyinmedim üstüme sen kadar. Her daim kar olan gönlümün dağlarından yanık kokusu geliyor halbuki sözüm vardı yağmur bulutlarına ne zaman yansam bir kibrit aleviyle yağmur olup akacaktım gözlerimden yine buz kesecektim en derinden. Uğultulu tepeler gibiydi içim ne rüzgar eksik olurdu camlarımdan ne yağmur ne fırtına bir savaşçı edasıyla karşılardım biraz solan duyguları recm eder atardım kirlenen bu gönlü en çılgın nehirlerde yıkardım.. Ahh kokusunu sevdanın en gizli köşelerinde sürünen yar sürtünüp geçerken içime erimez mi sanmıştın başımda ki kar. Çığ olup süpürürken eteklerimi seni de sürükledim bakışlarımın en derinine göz deyip geçerler halbuki bilmezler ki sevdanın asıl yanığı onun içinde saklıdır ve göz hakkını, ancak sevdalısına bakınca helal eder ölüme giderken o yanık kokusuyla gider. En çok senin kokun yakıştın bana o yüzden yar benim başı karlı dağlarımın çam kokularına bezenmiştin ve ilk kez deli gönlümü sevdanın o yaman ateşine özendirmiştin. Sesin tütsülü bir mabedin işlemeli duvarlarında yankılanırken hiç bilemedin işlediğin cinayeti saf bir aşkı kurban ederken bir solukta el değmemiş duyguları da kavurup gittin benden geriye kalan yanık kokusu sana hediyem olsun yar sürün üstüne belki sende yanarsın. Doğmamış bir bebeğin ilk tekmeleri yankılanırken yüreğimde aşk dediğimiz bu çocuğu doğmasına izin vermeden kürtaj masasına yatıran yar ilk neşteri sen vur sonra kokunu ona sarıp çık dağlarıma hıçkırarak bir kez de orada ağla belki o dağlar dize gelir affeder seni ama ben asla. Yasaklı Gönül |