CENNET MEKÂN SULTANI AKİL ABDULHAMİD HANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın SULTAN ABDULHAMİD HAN; İster Müslüman ister başka dinlere ve milletlere mensup olsun coğrafyamızın bütün insanları için son asırların kaydettiği en akil Devlet Adamı idi. O Bir İbrahim misali tek başına çağın bütün entrikaları ve şeytani planlarına karşı durmuş, ateşin önünde ruhunu ve bedenini siper ederek, vatan evlatlarının tıpkı kelebek sürüleri gibi ateşe gitmesinin önünü kesmiş; Yüksek feraseti ve keskin zekâsı vesilesiyle içte ihanet ve gaflet, dışta şiddetli taarruzlar karşısında tam otuz üç yıl boyunca, Kutsal Vatan Topraklarını saldırılardan koruyarak ve çağın teknolojisini yakalama gayretiyle; Osmanlı’ya dünya çapında kim kılıç çekmiş ise akli melekelerini kullanarak o kılıcı etkisiz hale getirmiş, büyük devletleri birbirine düşürerek vakit kazanan, kurduğu Yıldız İstihbarat Servisi vasıtasıyla, fesat yuvalarından vatanımız aleyhine alınan kararları anında öğrenen ve gerekli önlemleri alan büyük Sultan, bunların yanı sıra Vatan sathına kurduğu demiryolları ve altyapı çalışmaları yanı sıra, akıllı irfanlı ve şuurlu bir gençlik yetiştirme çabasında olmuştur. Devleti Ali Osman’ın yıkılmaması için kendine düşen görevi hakkıyla yerine getiren Sultan “Yiğidi öldür hakkını ver” babında vicdanı hür her insan tarafından ayakta alkışlanması gereken bir şahsiyettir. Ki O’nun tahtan indirilişinin bedelini bütün coğrafyamız halen ödemektedir.
Yiğitlere meydan gönüllere Sultan gerek, Sen Milletin meydandaki en son Yiğit Sultanı. Genç savaşçı bir nesil yetiştirdin, İşte onlardı Asım’ın nesli, O Erler ki civanmert yiğitlerdi. İçimizde ihanet dışımızda sırtlan sürüleri, Sarmışken Vatan sathını, Kartal gibi açtın kanatlarını, Koruyup kolladın Kutsallarımızı. Japonya’dan Brezilya’ya, Kıtalar ötesi yiğitler gönderdin, Silah yoktu, vefa yoktu, hain çoktu, Vatan dersen yaralı bir koçtu. Arslan korkusu saldın çakal sürülerine, Zekânla altüst ettin şeytani planlarını. Yolun Ehli Sünnet tek derdin Ümmeti Muhammed, Tam otuz üç yıl oynattın parmaklarında , Düveli muazzamanın ahmaklarını. İhanetin gafilleri ittifak edip komitacılarla, Vahşi sırtlanlar gibi sardı sarayı dört bir koldan, Sana açıldı Sultanım Levhi Mahfuzun Sırları, Sen gidince başsız kaldık Sultanım. İndin tahttan başladı bir fetret çağı. Sen değil Sultanım Millet indi tahtından, Dediklerin birer birer çıktı, On yıl geçmeden koskoca çınar yıkıldı, Vuruldu Necip Millet alnından, Sen gittin Sultanım Mehmed düştü atından, Divane oldu aklı selim kahrından, Sen gittin Sultanım irfan indi tahtından. Viran oldu bağlarım baykuşlara bayram Gül düştü dalından bülbül küstü arından. Sürüldü cephelere Tevhidin asil evlatları, Çanakkale, Yemen Galiçyada, Türk’ün narası duyuldu, Galip iken bütün cephelerde Şanlı Ordu, Heyhat Sarıkamış da on binler buz tuttu, Gözünden sakındığın Savaşçı Genç Necip Nesil Ortaokul sıralarından, üniversitelere İmamından Muallimine, Hekiminden Mühendisine, Üç beş gafilin yüzünden, koskoca bir kadro, Teker teker düştü gözü yaşlı Vatanın vefakâr bağrına. Gökler ağladı, toprak utandı üzerinde taşıdığı hainlerden, Göç yollarında nice sabiler, nice piri faniler açlıktan kırıldı, Sen gittin Sultanım Din, ar, namus, koca bir Vatan gitti. Mabetlerden Mescitlerden bütün izlerin silindi, Yetmedi Sultanım hainlerin kini, Evhamlı dediler ardından, gafil olmadığın için, Kızıl Sultan dediler, Vatan toprağını satmadığın için, Tarih kitaplarından silmek istediler şanlı adını, Kirletmek istediler damarlarındaki asil kanı, Biz hiçbir zaman inanmadık devşirmelerin yalanlarına, Sen rahat uyu Sultanım Cennet Makamında, Ki; Hünkârım sen halen bizim baş tacımızsın, Ve Halen gönüllerimizdeki tahtta , Kıtalara Hükmetmektesin . Erzurumlu Hayrettin KIZILOĞLU |