Yalnızlıklar Ülkesi
Bana hasreti yaz dediler,
Yazamadım. Gözyaşıyla ıslanan fotoğraflara baka kaldım. Peki ya çiz dediler, Oda olmadı. Yüzümdeki çizgileri gösterdim. Peki bu hasret mi şimdi dediler, Sustum bir şey diyemedim. Değirmen işçisi gibi beyazlamış saçlarıma götürdüm elimi, Bir tutam beyaz yolmak istedim, Nadasa bırakılmış, kökü kurumuş, sonrası olmayan saçlarımdan. Karşı ki dağda yalnızlık oturmuş ağlar dediler, Yalnızlığı yalnız bırakan nedir diye düşünmedim değil hani Kekik kokuları sarmış, demleniyor güneşin tam altında, Tek başına bir tarafı patika yol, Diğer yanı uçurum katında, Gökyüzüne bakıp ta iç geçirmek farz mıdır bu dururumda? Günahı sevabımdan büyük bir kul mu yalnızlık yoksa? Uçsuz bucaksız bir nehirdeyim sanki. Nehir alır bütün acılarını götürür dediler. Kayalara çarpa çarpa gidersin, Kanayan acık yarana yosun basarsın dediler. Kaplar içimi bir ürperti, bir tutam sancı. Ağlara takılır umutlarım. Alır gider bir meçhul akıntı. Sandala sığmayacak kadar ağır ve yorgundu bedenim. Bir çalı dibine uzanırım boylu boyunca, ıslak nemli gözlerim. Akıntıya kapılan, akıntıya dur diyen ellerimle tutarım hayatı sıkıca. Dikenleri batar, Dikenleri kanatır, dikenleri hasret çizer yorgun yüreğime. Senden uzak bu şehirde, Senden uzak bu nehirde, Boğulur giderim hasreti çizdiğim yüreğimle, YALNIZLIKLAR ÜLKESİNE… ,***Hakan Baş*** 08.03.2013 22.58 |