EN GÜZEL BANA YAKIŞIR ÖLÜMDoldurup ceplerime Kellesi vurulmuş yarınlarımın kör şafaklarını Bir başına yürüdüm Kirpiklerindeki ıslaklıkları poyraza yedekleyip gözlerine asmış Bekleyeni olmayan loş sokaklarda Arterleri tıkalı yüreğimin Ritmi bozuk atışlarını saydım her adım atışımda Adımladığım başıbozuk her kaldırım taşında Önce sevdâlarımı Sonra yaralarımı Sonra yalanlarımı Ve Sonra da arkamda münzevî bıraktığım Yurdundan tardedilmiş Recmedilmiş günâhlarımı saydım İsmini her sakladığımda Damağıma çivilenmiş dilimde Her sayıkladığımda karabasanların Al karısının oynaştığı terli tenimde Sancılarım uyandı Kanadı ağrılarım Yine de ağlamadım Bedenim yorgun Bedenim algın düştü Gâlibi mağlûbuna karışmış bu sonuçsuz savaştan Bense kuşanarak Yırtık sancakları Farân’ın burcunda Dayandım Yıkılmadım Gidişinle ölümü hatırladığımda Hiç korkutmadı beni Hiç ürkütmedi Ürpertmedi Saçlarımı ellerime yedirdiğim sanrısal nöbetlerimin Depresif gecelerinde Camlarıma vuran gök gürültüsü Arşın yüzünden yüzümün arzına bakan Yakan ergen bir ölümün o anîf yüzü Hiç işlemedi yüreğime Hiç acı vermedi Bulutları tüküren bir sekârat anında Sevdâmın dudaklarından Dudaklarıma dökülen ağûlu canhırâş sözü Bakışlarında boğduruldu gözlerim Anlatmadı Anlatmadım gözlerimin gözlerinde gördüğünü Ben bakışlarında tanıdım Bakışlarında bildim Bakışlarında sevdim Bakışlarından istedim ölümü Bilir misin Ne güzeldir aydınlığa kapamak pencereleri Ve Açmak A’mâ ahrâz aksak bir karanlığa pervâsızca Sonra ellerinden tutmak acıların Kırarcasına parmaklarını Ve Girmek koluna Yırtıp hadımlaştırarak toprağın döl yatağını Yüreğimden bedenin kaydığı anda Sıkı tut yüreğimi Varsın kanasın Varsın dağılsın Varsın ağlasın Bırakma Haykırarak yalvaran Yamalı yaralarımın inâdına Bırakma Bu akşam Yasakları yasakladım F tipi yasaklarıma Kapı açtım İblis’in İfk yatağımda peydâhladığı günâhlara Davet saldım Bedreddin’in şeyhliğini katleden Çelebî isyânlara Varlığımda varlığını unuttuğumda Ölümü teninden kıskandığımda Anladım Bir bana yakışırdı ölüm Bir bana En güzel bana En güzel bana yakışır ölüm Varsın müjdelemesin baharı Boynu bedenin altında beklesin hazanı Ellerimin cehenneminde kavrulan kuruyan gülüm Artık öte dur küfür basan kahırlarımdan Öte dur beynimde gezinen eylemci kurşunlarımdan Koltuk altıma gizlediğim Boğazıma itelediğim hayat kırıklıklarımdan Öte dur Öte dur Değil elbet öteleyişim İteleyişim serzenişim korktuğumdan Sana olmaz Sana olmaz Sana yakışmaz Anla be Gülüm Sonra yıkılmaz mıyım Dayanır mıyım yokluğuna Ağlamaz mıyım Ayıp değil mi Ar değil mi bu bana Yanmaz mıyım âlâz âlâz cehennemin nârına Anla be Gülüm anla En güzel bana yakışır ölüm En güzel Bana |
Doldurup ceplerime kellesi vurulmuş yarınlarımın kör şafaklarını
Bir başına yürüdüm
Kirpiklerindeki ıslaklıkları poyraza yedekleyip gözlerine asmış
Bekleyeni olmayan, loş sokaklarda…
Arterleri tıkalı yüreğimin ritmi bozuk atışlarını saydım her adım atışımda…
Adımladığım başıbozuk her kaldırım taşında
Önce sevdâlarımı…
Sonra yaralarımı…
Sonra yalanlarımı…
Ve sonra da arkamda münzevî bıraktığım
Yurdundan tardedilmiş, recmedilmiş günâhlarımı saydım…
İsmini her sakladığımda damağıma çivilenmiş dilimde,
Her sayıkladığımda karabasanların, al karısının oynaştığı terli tenimde
Sancılarım uyandı,
Kanadı ağrılarım
Yine de ağlamadım…
Bedenim yorgun, bedenim algın düştü gâlibi mağlûbuna karışmış bu sonuçsuz savaştan…
Bense kuşanarak yırtık sancakları Faran’ın burcunda
Dayandım, yıkılmadım
Gidişinle ölümü hatırladığımda…
Hiç korkutmadı beni,
Hiç ürkütmedi, ürpertmedi
Saçlarımı ellerime yedirdiğim sanrısal nöbetlerimin depresif gecelerinde
Camlarıma vuran gök gürültüsü…
Arşın yüzünden yüzümün arzına bakan,
Yakan ergen bir ölümün o anîf yüzü…
Hiç işlemedi yüreğime, hiç acı vermedi
Bulutları tüküren bir sekârat anında
Sevdâmın dudaklarından dudaklarıma dökülen ağulu, canhıraş sözü…
Bakışlarında boğduruldu gözlerim
Anlatmadı, anlatmadım gözlerimin gözlerinde gördüğünü…
Ben bakışlarında tanıdım…
Bakışlarında bildim…
Bakışlarında sevdim…
Bakışlarından istedim ölümü…!
Bilir misin ne güzeldir aydınlığa kapamak pencereleri
Ve açmak amâ, ahraz, aksak bir karanlığa pervasızca, pervazsızca…
Sonra ellerinden tutmak acıların kırarcasına parmaklarını
Ve girmek koluna yırtarak, hadımlaştırarak toprağın döl yatağını…
Yüreğimden bedenin kaydığı anda
Sıkı tut yüreğimi
Varsın kanasın,
Varsın dağılsın,
Varsın ağlasın
BIRAKMA…!
Haykırarak yalvaran yamalı yaralarımın inadına, bırakma…!
Bu akşam yasakları yasakladım f tipi yasaklarıma.
Kapı açtım İblis’in İfk yatağımda peydahladığı günâhlara…
Davet saldım Bedreddin’in şeyhliğini katleden Çelebî isyanlara…
Varlığımda varlığını unuttuğumda,
Ölümü teninden kıskandığımda
Anladım
Bir bana yakışırdı ölüm, bir bana...
En güzel bana…
En güzel bana yakışır ölüm
Varsın müjdelemesin baharı
Boynu bedenin altında beklesin hazanı
Ellerimin cehenneminde kavrulan, kuruyan gülüm…
Artık öte dur küfür basan kahırlarımdan
Öte dur beynimde gezinen eylemci kurşunlarımdan…
Koltuk altıma gizlediğim,
Boğazıma itelediğim hayat kırıklıklarımdan…
Öte dur… Öte dur…
Değil elbet öteleyişim, iteleyişim, serzenişim korktuğumdan…
Sana olmaz !
Sana olmaaaaz…!
Sana yakışmaz anla be Gülüm…!
Sonra yıkılmaz mıyım, dayanır mıyım yokluğuna…?
Ağlamaz mıyım,
Ayıp değil mi, ar değil mi bu bana…?
Yanmaz mıyım alaz alaz cehennemin nârına…?
Anla be Gülüm, anla
En güzel bana yakışır ölüm
En güzel bana…!
ZEHRA ŞAHİNALP (ZEHRA ŞAHİNALP)
Emek çekmişsiniz kutluyorum dizelerinizi Yunus diyarından selamlar.