DİNLEDİNLE Dinle! Gencecik bir anne, Ninni söylüyor yeni doğmuş bebeğine Yıkıntılar arasında, bir yerlerde Bağdat’ta, Musul’da, Kerkük’te, Felluce’de, Ölü bebeklerin ninniyi duyamayacağını Bile bile. Anımsa! Dün de, Kıvrım kıvrım kızıl alev yumakları Yükselirken göğe, Ölüm saçıyordu gözü kanlı canavarın elleri Gökten yere. Ve ninni söylüyordu gencecik bir anne Hiroşima’da, Nagazaki’de bir yerlerde Kucağındaki bebeğe. Bir oyuncak tutuyordu elleri sımsıkı Bebeğinin onunla bir daha oynayamayacağını Bile bile. Dinle! Toz duman içinde tepiniyor Kudurmuş bir canavar. Ölürken masum çocuklar beşer- onar, Annelerinin ninnilerinde ağıt var, yas var. Ama hayret! Dağları delip, gökleri parçalarken annelerin feryadı, Ne işiten, ne umursayan var. Bütün yürekler nasırlaşmış, Sağırlaşmış tüm kulaklar. Dinle! Ninnileri yok artık annelerin. Hıçkırıklar yıkıntılardan yükselen göğe. Barut kokusu ve ölüm el ele. Kan çamuru toprağının altında Yeşerememiş fidanlar. Bir de Adı konmamış, ya da oyuncakları ellerinde Çocuklar. Dinle! Hıçkırıklar da kesildi birden bire! Soluk ister, can ister doya doya Hıçkırmak bile! Kırıp adaletin tokmağını Masallar anlatanlar özgürlük- insanlık üstüne Arınamazlar asla zırhlarındaki bu kirden, Yıllarca okyanuslarda Yıkansalar bile! Günay Saraç (28 Kasım 2004, Pazar, saat 07.00 _ 10.00 arası.) |
Yorumlarla ilgili çok haklısınız. Fakat bunu becermek pek kolay değil. Yine de gayret ediyorum
ben de.
Bu şiirinizi daha önce dernekte dinlemiştim vurgulu yorumunuzla. Çok beğenmiştim.
Diliniz her zaman çok arı durudur zaten. Akıcı ve yalın bir anlatım.
Anlamın altına imzamı atarım zevkle. Hislerimize tercüman olmuşsunuz. Çok sağolun.
Biter mi bu zulüm ? Ben umutsuzum. Dileğimiz bir an önce bitmesi.
Anlamlı ve ahenkli mükemmel şiirinizi candan kutluyorum.
Sevgiyle...