KIZILDERİLİ HİKAYELERİNDE
insanların bazıları lider olma kendini tanıtma uğruna vahşi bir hayvan gibidir dişlerini göstere göstere tehditkar sürekli saldırır ve göz dağı verir ilkel olarak bildiği tek yol onlarda budur
derdi annesi , onun bütün kozu budur hayvani dürtülerini ön plana çıkarmak etrafındaki insanları korkutarak ve kendini lider yapmak bunlara alet olmayacaksın!senin tüm işin istikbal ve geleceğin! Kızılderili hikayelerinde bu ucu bucağı olmayan bozkırları ellerinden çalan önce çiftçi yapıp bir kaç dönüm sadaka veren sonra yine ellerinden alan bu acımasız insanlar birde kara diye insan ayrımı yapıp zencileri çalıştırmış derken onda hep kin ve nefret doldurmuştu içine aşağılamak yerinden yurdundan etmek şeytan soyundandır demek kafa başına ödül koymak veya köle tacirliği yapmak bazı vahşi insanların çıkarları için değil miydi hep? şiddet içeren ırkçı fikir eylemlerinde doğruluk arayıp bazı bilim adamlarının doğru olmayan tezlerini kullanıp onu dahada vahşi hale getirip beyinlerde bir ağ gibi örmeyi başardılar,beyaz ırk geliştirme hastalığında olan bu insanlar Avustralya yerlilerini ve diğer zencileri goril soyundan geldiğini iddaa edenler bir gün utanacaklar diyordu annesi annesinin öğüt veren kelimeleri her harfinde küf kokuyordu onda çoktan unutmuştu saldırı için motorunun üzerinde hızla ana caddeyi geçiyorlardı şimdi adaleti elindeki demirli sopalarla mı sağlayacaklardı ? ayni onlara yapıldığı gibi ,o şiş dudaklarını ısırıyordu şimdi ailesi duymadan o çetecileri yere sermek hatta yok etmek köprüyü geçtiler bir dolu aracın arasından sıyrılmayı başardılar öldüreceğim sizleri diye bağırıyordu,elinde kola şişeleri şarkı söyleyen bu çocuklar neyi halledecekti Motorlarına saldırı beklediler o an gelmişti eli bıçaklı serseriler inin bakalım!pis zenciler diye bağırırlarken oradan geçmekte olan arabadan inen genç hepsini dağıtarak polise çoktan ihbar etti o bir beyazdı orada yaşayan bir iş adamının oğlu idi ELİMİ TUTAN ADAM Bir örgüt Amerikan Nazi partisi almış yine sopaları eline faşist örgütlerde siyahlar var nedense hep o dillerinde ana cadde sonrası kıstırılmış köşelerde Yaradanı terketmişler belkide içlerinde bu soğuk doğa evrim yasası bizlere ayni cehennem elim ayni hamlede yakalanan bileğimden şiddet nefret savaşlar sana göre değil ufaklık diyen biri çekerken o ellerimden adını bilmiyorum sormadım ki inancın varsa sabret dedi doğa yasaları ile o ellerine her türlü işkence aletini alan orangutanlar biz yarattık bu dünyayı biz! diye haykırırlar durmadan serserileri o an kovan adam benim dinimde eşitlik var bunlar yok ufaklık dedi durmadan inancın varsa dua et sabret tüm bunlar geçecek soğumadan faşizmin karşısında duran inanç tek bir yaradan evrimci doğa tek biziz mantığını eritecek göreceksin yok oluşlarından şimdi evine git dua et güçlü olan tek biri var inan bana bunlar değil sırası gelince sana görev verecek sadece bekle o da kim miş ?deme o koskoca bir YARADAN! DİĞER IRKLARDAN KENDİNİ ÜSTÜN SAYAN YARADANIN BENİM DİYE KANUNLAR KOYAN YARADILIŞIN MUCİZESİNİ ADINA ALMAYIP UNUTAN OYSA KİN DOLU YÜREĞİMİ BİRDEN BİRE ARITAN GELECEĞİMİ O İNSANA BORÇLUYUM BENİ TEHLİKELERDEN OYDU KURTARAN AFRİKA’LI BİR MODACI AFRİDA |
güçlü olan tek biri var
inan bana bunlar değil
sırası gelince sana görev verecek
sadece bekle o da kim miş ?deme
o koskoca bir YARADAN!
Ne yazık ki yaşam adil değil /eşit şartlarda da yaşanmıyor en doğrusu dediğiniz gibi yaradana sığınmak.
Kaleminize bin sağlık çok etkiliydi şair dostum.