Ağlayamadıkları gençliklerinin yürek yangınında..Bir çocuk ağladı Bir varoşun ahşap penceresinde Gözleri uzanan dik yokuşa dayalı İnce ince yağan yağmurun ipiydi mededi Solgun güneşin metruk ışıkları Işıldatan, ela gözlerini Mahmurdu yeni uyanışında Çelimsiz elinde memesi ve oyalı yemenisi Bekler dururdu zavallı gelmeyen yolcuyu Bir tomurcuk erken çatladı dalında Yalancı bahar havalarının don vuracağını bile bile Pembe pembe bakınırken uzaktan denizin mavisine Yırtılırcasına bağrı Serdi gönlünü buzulların altına Matem tutuyordu dalları Yanan sürgününe Öylesine güzeldi Narin boynu Bir öpülesi ipek tene Erken baharlar vuruyordu Sol yana düşen tüm sancıları Ya karın altında Ya bir arının iğnesinde Yok olacağını bile bile Başını dönüyordu güneşe Arnavut kaldırımları inliyordu Kırmızı pabuçlu bir yosmanın Kalça vuruşlarında Bir sağa ,bir sola Hayatı savuruşlarında Kan damlıyordu kırmızı dudaklarından Aldatılışlarının, emdiği boyunlarında Varoşsal bir atıktı fahişenin son demi Kaçsa da bitiremediği geçmişi Koşar adım peşindeydi Siyaha varan her bir adımda gölgesi Şehirli olamamış Ahşap çatılı Kırmızı kiremitli Tahta tarabalı Baba evinde Barınamamış Ait olmayı Hiç tadamamış Bir erkek geliyor Karşıdan Yakışıklı yüzünde bin keder Dönmüş denize sırtını Yüzüne vuran buz ayazına kilitli Nefreti akıtan gözleri Öylesine zilli ki Baharın oynak güneşi Simsiyah saçlarında oynaşıyor Düşen kolları yanına kederli Kaldırımlar susuyor Yağmur ağlıyor Suyun saçları yerde Dere olup akıyor Ağlayamadıkları gençliklerinin yürek yangınında ...........................................................................EMA |
Tebriklerim, selâm ve saygılarımla...