ŞAH-I RİSALET
İki şeyi biz aldık, mülkü malikten çaldık,
BEN deyip çıktık öne, yolda şaşırıp kaldık. Yok, iken bir şeyimiz, BENİM diyerek aldık. Ne ben vardı, ne benlik, biz orada aldandık. Ene deyip, Rahmana, rakip çıkmak bahane, Benim dedin mülküne, şerik oldun şahane, İşte oyun başladı, sen isterdin, daha ne, Yarın haşir gününde, diyemezsin bana ne. Aczini fark etmedin, fakrından bi habersin, Mevla soracak sana, ne cevap vereceksin, Tabiat, tesadüfe, mülkü taksim eyledin, İnkârı ispat için, bin bir yalan söyledin. Her zerrede bin sanat, sergilerken yaratan, Nefisinin gururuna, kapılmak büyük hatan, Sultanı mahlûkatken, ne diye düştün tahttan, Kurtuluş yolun açık, tövbeni yap ol sultan. O’ndan geldik, bu yolun, dönüşü yine O’na, Başka gidecek yer yok, aranma hiç boşuna. Yarın divan kurulur, bak sen yolun sonuna, Malın, mülkün, kalacak, evlatlarla toruna. Hadi sana bir daha, bak şans verdi yaratan, Terk et kibr-i gururu, af olur belki hatan, Tövbe kapısı açık, uzak dur, şenaatten, Uzak kalma haşirde, sen Şah-ı Risaletten Necdet EREM |
oo çokda güzel olmuş
başarılı çalışmanızdan dolayı
kutlamamak elde değil
bize bu değerli sunumu
okuma fırsatı verdiğin için
sana çok çokteşekkür ederim
değerli kalem