28
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
2082
Okunma


" Ömrümün niyazında kıvrandığım hal benim
Ruhumla hasbihalde sürüklenen sal benim "
" Duymak mı istiyorsun hicap eden dilimden "
Çektirdiğin ızdırap hiç de öyle az değil
Zehr içti garip gönlüm yazık kendi elimden
Solan sevda gülümdü bataklıkta saz değil
Verdiğin emaneti mahremimde saklarken
Eller görmesin diye gizli gizli koklarken
Duyduğum her duada amin ile yoklarken
Ölen sevda kuşumdu derin gölde kaz değil
Sorgusuz boyun eğsem buyurduğun her emre
Düşmedi düşmeyecek yüreğime o cemre
Vuslat yazılmamışki elde kalan bu ömre
Gelen karakışımdı beklediğim yaz değil
Zemheri ayazları kuruttu bu bedeni
Çözemedim bir türlü neydi bunun nedeni
Şekvâ ettim Rabbime beni böyle edeni
Dokunduğun bam telim duvardaki saz değil
Karakışa vah demez pes etmezken ereğim
Bu sevdanın önünde yıkıldı can direğim
Başı önüne eğik kan ağlarken yüreğim
Mühür vurdum dilime suskunluğum naz değil
S.SAMYELİ
Şiirin girişinde tırnak içerisinde olan üç mısra sevgili arkadaşım Sayın : Nezahat Yıldız Kaya’ya aittir sevgili arkadaşlar.
böylesi güzel mısrlar ile bana ilham verdiği için kendisine çok ama çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca Nacizane dizelerimi günün şiiiri olarak taçlandıran Edebiyat defteri.com seçki kurulumuzada sonsuz saygılar sunuyorum.
5.0
100% (41)