SUSTUM" Ömrümün niyazında kıvrandığım hal benim Ruhumla hasbihalde sürüklenen sal benim " " Duymak mı istiyorsun hicap eden dilimden " Çektirdiğin ızdırap hiç de öyle az değil Zehr içti garip gönlüm yazık kendi elimden Solan sevda gülümdü bataklıkta saz değil Verdiğin emaneti mahremimde saklarken Eller görmesin diye gizli gizli koklarken Duyduğum her duada amin ile yoklarken Ölen sevda kuşumdu derin gölde kaz değil Sorgusuz boyun eğsem buyurduğun her emre Düşmedi düşmeyecek yüreğime o cemre Vuslat yazılmamışki elde kalan bu ömre Gelen karakışımdı beklediğim yaz değil Zemheri ayazları kuruttu bu bedeni Çözemedim bir türlü neydi bunun nedeni Şekvâ ettim Rabbime beni böyle edeni Dokunduğun bam telim duvardaki saz değil Karakışa vah demez pes etmezken ereğim Bu sevdanın önünde yıkıldı can direğim Başı önüne eğik kan ağlarken yüreğim Mühür vurdum dilime suskunluğum naz değil S.SAMYELİ Şiirin girişinde tırnak içerisinde olan üç mısra sevgili arkadaşım Sayın : Nezahat Yıldız Kaya’ya aittir sevgili arkadaşlar. böylesi güzel mısrlar ile bana ilham verdiği için kendisine çok ama çok teşekkür ediyorum. Ayrıca Nacizane dizelerimi günün şiiiri olarak taçlandıran Edebiyat defteri.com seçki kurulumuzada sonsuz saygılar sunuyorum. |
sözleri çok etkileyici
kutlamamak elde değil
kutlarım başarılı çalışmanızdan dolayı
yüreğine ellerine saglık hep böyle
değerli vede güzel paylaşımlar buluşalım
nice şiirlere
...