Belki biri gelmiştir
Belki biri gelmiştir belki biri gelmiştir
belki biri kapının aralığından bir not bırakmıştır yağmur yağmıştır belki İstanbul’a bitmiştir kuraklık şimdi cemre düştü ya dağlar gelinciklenmiş çiçek çiçek allanmış bağlar yeşillenmiştir kim geliyor kim gidiyor kim kalıyor belli değil giden mi kalan mı mutlu kimselerin kimselerden haberi yok belki savaşlar bitmiş bitmiştir kula kulluk kölelik tutsaklık sevdanın yerine sevgi aşk’ın yerine saygı insanlık kazanmıştır belki biri gelmiş çalmıştır kapımı evde yoksam ya bir adres soracak ya bir bardak su isteyecek susamış biri bir komşum bozuksa telefonu ve varsa evde hastası ya çalmışsa kapımı evde yoksam belki bir can kurtaracaktı komşunun telefonu belki huzur belki hızır gelecekti ki kapım kapalı açıp kapıyı gitse ya kapılar kilitsiz ağızlar bantsız ayaklar prangasız hak hakkaniyet hamiyet vefa şefkat’açık olsa kapları sevgi sebil aslı sureti bir insan yüzü astarı aynı renk her yer çayır çimen çemen ben de bir not bırakıp gidiyorum anahtar paspasın altında gerçi gelecek kimse de yok belki öğrenciler gelir üşümüştür Tekir kedim gelir susamışlardır üşümüşlerdir komşuma misafir gelmiş evdeki bulguru bitmiştir bir tas bulgurun var mı demeye gelir gizlimiz saklımız yok birbirimizden girer kilere alır en yakınım peygamberin miras bile hak gördüğü külüne muhtaç komşu komşunun ve bana en yakın akrabam madem ki din kardeşiyiz içiniz daraldı değil mi belkilerle oysa ne olacağını bir saniye sonranın kim bildi ki bu güne değin şimdi geldi konu kapıya dayandı yani şu gönül kapısı sevginizse sebil dolsun taşsın yağmur yağmur bereketiyle belki kurtulur dünya kurtlanmaktan çürümekten ayrışmaktan yekten artık anahtarım paspasın altında evim geniş dünya bile girebilir kapısını kilitlemeyin gönül kapınızın belki hızır belki huzur gelir Yüksel Nimet Apel 4/Mart/2014/Salı/Bodrum |