Mekke ah Mekke! Ne çok yakın, ne çok ırak imişsin bize Ruhumuzda özlemin Kucak kucak hasret emdiğim Yeniden efkar bastığında Sıradağlar girer ayrılığına
Taşlar:ah o kara taşlar! Bizden hangi göz yaşında eskir Hangi tepede mağara mağara birikip Nur dolup zemzem ile coşar Hacer’in kucağın dan Bakışlarımın buğulu şehri İşte sana geldim yeniden Dol buram buram
Kabe kıble gahım Gönül sularımın durulduğu Ah o satır başlarımda Sessizce vurulduğum Çatma kaşlarını öyle Günah yüklü ademim ben Taşlarında ıslanır pınarlar Döne döne yoğrulduğum
Ah bağrıma bastığım taşlar Tasalarımla geliyorum işte Bir Hacer’i anmak gelir içimden Bir İsmail büyür cakamda Îbrahim’ce kırmalıyım putları Dönerek yok etmeliyim fıravunları Gül bahçesinde serinlemeli günahlarım
Merhaba ey şehir merhaba! İyice toz et beni Azat olayım cehennemden İçimi Kabe sardığında Çek içine, el uzat bana.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İçimi Kabe Sardığında şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İçimi Kabe Sardığında şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ne kadar güzel bir şiir. İnşallah Mekke'nin tozları bizim üzerimize de düşer de biraz daha huzur ve sükunete ulaşırız. Bugünlerde böyle bir şeye çok ihtiyacım var. Çok savruk ve dağınık yaşamaya başladım. Gün, saat, iş, hepsi rastgele... Mekke havası her şeyi değiştirebilir. Keşke nasibimizde olsa!
Sonsuz Teşekkürler Gönül bahçenize...