İSTANBUL...
İstanbul’un bağrı yanık,
Boğazı düğüm düğüm, Kız kulesi kuşatılmış yalan sevdalarla, Kara köyün sokakları dar kırık dökük asvaltlarıyla, Ben bir eski köşk camlarım ceryan altında, Sokaklarımda gezen çocukluğumun sesi kısık, Güneşimin sıcağı geçti, Ayın ise ışığı yok, Yağmurlar eskisi gibi ıslatmaz oldu, Su içtiğim bardağım bile boş... |