BU AŞK
Çocukluk hevesi, belki aşkıydı
Özentiler başka, hava başkaydı Kaptırdım paçamı, hayatım kaydı Ben hep dostça baktım, o başka baktı Sonunda bu aşkın, çivisi çıktı. Güya zor anımda, dost idi bana. Gam kederi sardım, sandım dumana. Ne büyük servetler yedirdim ona. O beni ta içten, ciğerden yaktı. Sonunda bu aşkın, çivisi çıktı. Esir etmiş beni, yıllarca kandım. Derdimi paylaşan, arkadaş sandım. Ne bıktım nazından, ne de usandım. Zehir zehir duman, içime aktı. Sonunda bu aşkın, çivisi çıktı.. Sandım ki; onsuz bir hayat boş ıssız. Meğer beni içten, yiyormuş sessiz, Nice onmaz dertle, dostmuş şerefsiz. Nihayet bana da kancayı taktı. Sonunda bu aşkın, çivisi çıktı.. Sağlık devlet idi, keyfi yıkıldı. Nice fakir açken, servet yakıldı Vicdana, insafa, kurşun sıkıldı.. O bir sihirli keyf, o bir alçaktı. Sonunda bu aşkın, çivisi çıktı. Tiryakilik dendi, çareler bitti. Akılsa kör kütük, ardından gitti. Yiğidi namerde, o muhtaç etti O aklı uyuttu, mantığı yıktı. Sonunda bu aşkın, çivisi çıktı. .SU SIZMAZDI ARAMIZDA BİR ZAMAN.......................İBRAHİM KARAÇAY SOHBETİMİZ PEK İÇTENDİ,PEK YAMAN, SEVDA YANGINIYDI BAŞIMDA DUMAN ........KARAÇAY YANGINDAN USANDI BIKTI ........DÖRT AYDIR BU AŞKIN ÇİVİSİ ÇIKTI BU AŞK (TuTKu) .......................................YAVUZ KORKMAZ Kah ayak üstü sohbetleşen birkaç boş adamın Ya bir dolmuş durağında telaşlı hal duranın Hali bu aşk biterde ölüm ki nasıl ansızın Bir trafik kazasında yerde yatan cansızın Sonu gibi bu aşk kah en acı bir haber gibi. Bir yaşlı adam gibi tökezleyerek yürüyen Bir demirin hali gibi paslı günce çürüyen Kah ıssız yolda aracın kalmışlığı aniden Şehrin karanlık sokaklarına dalarak yiten Gündelik bu aşk bir işçinin elbisesi gibi. Çıkması güç lekenin bulaşması aşk görmeden Kah bir korku karanlıkta içerleri ürperten Kulaktan duyma söze inanmak gözle görmeden Son ki lafı ilk söyleyip dinlemeyi bilmeden Kaybolan bu aşk en sonda sonsuz pişmanlık gibi. Bir şans oyununda tek rakamla kaybetmişliğin Burukluğu yüreğinde aşk ne halse sevdiğin Sırf bacadan sarkıp atarım kendimi demenin İspatı olsa da aşk son çaresi de sevenin Uğurda bu aşk her ölümü göğüslemek gibi. Kim ki der ilk sevdiğimsin layıksın her şeye sen Üç günün ömrüdür aşk gün geçtikçe de körelen Denen desin hep aynı aşk yarınını bilmeden Bir örümcek ağına düşmüş ol hani görmeden Bir bakarsın aşk sineğin çaresizliği gibi. |
BU AŞK (TuTKu)
Kah ayak üstü sohbetleşen birkaç boş adamın
Ya bir dolmuş durağında telaşlı hal duranın
Hali bu aşk biterde ölüm ki nasıl ansızın
Bir trafik kazasında yerde yatan cansızın
Sonu gibi bu aşk kah en acı bir haber gibi.
Bir yaşlı adam gibi tökezleyerek yürüyen
Bir demirin hali gibi paslı günce çürüyen
Kah ıssız yolda aracın kalmışlığı aniden
Şehrin karanlık sokaklarına dalarak yiten
Gündelik bu aşk bir işçinin elbisesi gibi.
Çıkması güç lekenin bulaşması aşk görmeden
Kah bir korku karanlıkta içerleri ürperten
Kulaktan duyma söze inanmak gözle görmeden
Son ki lafı ilk söyleyip dinlemeyi bilmeden
Kaybolan bu aşk en sonda sonsuz pişmanlık gibi.
Bir şans oyununda tek rakamla kaybetmişliğin
Burukluğu yüreğinde aşk ne halse sevdiğin
Sırf bacadan sarkıp atarım kendimi demenin
İspatı olsa da aşk son çaresi de sevenin
Uğurda bu aşk her ölümü göğüslemek gibi.
Kim ki der ilk sevdiğimsin layıksın her şeye sen
Üç günün ömrüdür aşk gün geçtikçe de körelen
Denen desin hep aynı aşk yarınını bilmeden
Bir örümcek ağına düşmüş ol hani görmeden
Bir bakarsın aşk sineğin çaresizliği gibi.
Tarih : 18 / 05 / 2004