İNCE İNCE BİR AŞK YAĞAR...
Kış bitiyor Mehmet’im, bak düşecek ilk cemre
Geriniyor tabiat aşka uyanmak için Kuşlar yuva örüyor uyup ilahi emre Şafaklar sır döküyor aşka boyanmak için Gönlüm hep kıştır benim, bir aşk yağar inceden Aşk nasılmış öğrendim soğuk vurmuş goncadan... Bir zafer kutluyorken sokağa atan adam Yok sayılan onurum yerlere düşüyordu Karlarda buldun beni hayata katan adam, Titriyordu dizlerim, yüreğim üşüyordu Gözlerinle ısıttın, aşkı tattırdın bana Düşmüş idim kaldırdın, adım attırdın bana... İçime düşer bazen özgürlüğü dağların Herkesin sözü bana; ölülerin- sağların! Hesabı yok içinde çırpındığım ağların Sanki sahibiyim ben yediveren bağların! Sonsuza dek geçerli sana dair aşk celbim Gelemiyorum Mehmet, acı çekiyor kalbim... Bak, aşka divan durdu dağların elbisesi Uzaklardan geliyor kaval sesi çobanın Biz hiç kavuşmadık ki ayrılık denilesi Yükü aşktan ağır mı sırtındaki abanın? Masum bir aşktan öte yok bizim tamahımız Mehmet’im, ruhtan ruha sevmek mi günahımız?... Karlar aşk için yağar Yunus’un diyarında Mehmet Mehmet diyerek semada dönüyorlar Ben fazlaya mı kaçtım sevdanın ayarında Üstüme düşen karlar ne de tez sönüyorlar Sadece seviyorum taşımadan bir umut Kardan aşıklar yaptım aşkımıza bir anıt!.. ........... Yazmayayım diyorum; son, Mehmet’im son olsun! Kendimi zorladıkça şuur altım itiyor Nasılsa dört yıl geçti, sekiz olsun on olsun Yaşlanmayan bir aslan yüreğimde yatıyor... Sonsuzluğu buldum ben, seni yaşarken Yok’ta Akıbetim bilinmez, koyuyorum üç nokta... |
Demek ki sadece Mecnun söylemez, Kerem yazmazmış. Leylalar, Aslı'lar da yürekleri yanınca yazar söylerlermiş. Hem de öyle bir söylerlermiş ki kar bile yanarmış.
Ne diyeyim: Rabbim kalemine zeval vermesin. Sen yaz, biz mest olarak okuyalım.
Selam ve sevgilerimle.