ÜZÜMÖREN'İN VAZGEÇİLMEZİ
Yine bir nevbahar geldi de; çiçekler yeniden açtı,
Nevbahar bitti,yaz geldi ve domatesler olgunlaştı. Öyle sevmiş ki bu belde bu kırmızı sebzeyi;heyhat! Payidar mı kalacaksın gönlümde; bu ne hasılat? Tabipler der ki;“Faidesi çoktur bunun;kan yapıcıdır.” Tadı ise mayhoştur; ne çok tatlıdır ne de acıdır. O domates ki; kara leke başının belası imiş, Karışık havalarla yağmurlu günleri sevmezmiş. Fiyatının ucuz olması utanç verici bir şeymiş, Tez zamanda kızarması ise utandığından imiş. Hasan Dayı’m vurur balyozunu, germek için telleri, Belli ki çok çalışmış; su toplamış nasırlı elleri. Yüce Mevla’m öyle vermiş ki; salkımları teller kırar, Doğru yerde harcamazsan şayet; mahşerde hesap sorar. O Allah ki; aç koymaz kimseyi, ismi Rezzak olandır, Sebzenin tez elden peydah olup, alarması bundandır. Ey beşer! Sanma ki; bu sebze bihaber dinden, imandan, Şüphesiz ki; o da zikreder yüce Mevla’yı her zaman. Gitmek için Arabistan’a alarması aceledir, Derdi ise Araplar değil; Mekke-i Mükerreme’dir. Ne muhteşem sebzesin ki; adına düzenlenmiş bayram, Şükürler olsun ki; Üzümören’e layık görmüş seni Mevla’m. Öyle sevdalıdır halkım; ekip dikiyor her yıl onu, Yaklaşır, her eylül geldiğinde o yılın sezon sonu. Sizlere nasihatim şu ki; helal yiyin, helal için, Müteşekkirim size; bu şahsı dinlediğiniz için. NOT:Bu şiir, Tokat-Kazova-Kelkit-Üzümören 4.Altın Domates Festivali için hazırlanmıştır. Mustafa KILIÇBAY |
BAYRAĞIN GÖLGESİNDE BİR ŞEHİR
Sarı tepede dalgalanan albayrak!
Kasabam sana emanet, Ona iyi bak.
Çocukluğumun izleri var bastığın yerde,
Sarı tepeden baktım senin gibi Üzümören’e bende.
Nevruz, çiğdem biter dalgalandığın yerde,
Ben gelemiyorum sen topla onları benim yerime.
Doğum yerim Üzümören, mahallem yeşildere,
Ara sıra da benim için bak ne olur, cami önüne.
Kokluyor musun dağlarımın kekik kokusunu?
İzliyor musun meydan daki pazarın coşkusunu?
Dertlerini unutturuyor mu sana su sesi, kuş sesi?
Ya da nazlı nazlı uçan bir kelebeğin bûsesi?
Yanağını okşuyor mu, ılgıt ılgıt esen seher yeli?
Selam duruyor mu sana meydandan Üzümören’li?
Evliyalar karşı karşı yatmakta gölgende,
Billur sular fışkırır Fıratın da, pınargözün de.
Ördek sesi, hopal sesi geliyor mu Kaz gölünden?
Festivalin coşkusunu duyuyor musun Pazar yerinden?
Ulu Cami, Abdi Efendi, Yeni Cami ecdad yadigarı,
Asırlardır inletmekte semayı okunan ezanları.
Yıllardır hasretim Ramazanına, sahuruna, iftarına,
Uyanmak isterdim,özlemle bir bayram sabahına.
Yaşanmaya değer Üzümörende bir Ramazan akşamı.
Huşu ile açılır oruçlar, coşkuyla kılınır teravih namazı
Sohbetine doyum olmaz bir kahvehane ortamının,
Has insanları var tâ ezelden beri Dimorta’nın.
Bir bayram coşkusudur festivalin coşkusu,
Domatese renk verir, lezzet verir bu toprağın suyu.
Sebzenin enva-i çeşidi yetişir kasabamın toprağında,
Domates mesrurdur Üzümören’in müşfik bağrında.
Sarı tepede dalgalanan bayrak kadar kırmızı,
Parlaklığı andırıyor gökdeki parlayan yıldızı.
Zannetme ki, kendindendir tadı, kokusu, rengi,
Alın terinde saklıdır, eşi bulunmaz lezzeti .
Gurur kaynağı oldu üzümörene salkımlar,
Domates, üzüm ile süslendi meydanlar.
Salkım şehir dendi Üzümören’in namına,
Salkımlardan salkımlar eklendi yeşil meydanına.
Sen Üzümören! Bayrağımın gölgesinde bir şehir,
Tarihten günümüze akıp gelen bir nehir!
İSMAİL KILILÇBAY
ÜZÜMÖREN KASABASI
Not: Bu şiir Üzümören Belediyesinin düzenlemiş olduğu Domates Festivalinde 3.olarak ödüle layık görülmüştür.