Bir gecekonduydu aşkımız
İkimiz yaptık onu kocaman bir bina.
Küçüktü odaları ve küçücüktü ellerin.
Kocaman yüreklerle olurmuş kocaman aşklar.
Kocaman bir yüreğin vardı her zaman sevilen.
Uykusuz gecelerim vardı benimse.
Sabah ezanlarını duyduğum saatler.
Bir Eylül akşamı düşlüyorum seninle.
Herhangi bir sahil olsun diyemem;
Ege’de her yaz gittiğim sahili düşünüyorum.
Uzaklardan gelen bir keman sesi.
Dolunay var bu gece...
Doldur hadi kadehini.
Yakınlarda ateş yakmış
ve etrafına oturmuş gençler görüyorum.
En güzel şarkıları söylüyorlar gitar eşliğinde.
Arada kaynayan berbat sesler...
Eşlik ediyorum ara ara.
Bir Eylül akşamında yapılacak en güzel şey de
budur zaten.
Uzaklardan gelen şu rüzgar kadar ferah içim seninle.
Dalgalar kadar hırçın ve bir o kadar da bağlıyım sana.
Gözlerine düşen ay ışığı o kadar güzel ki;
Bir Eylül akşamında bakılacak en güzel şey de
budur zaten.
Şimdi evinde uyuyorsun.
Benim de orada olduğum yok.
Aşk böyle bir şey işte.
İçmeden sarhoş olduğumuz günlere helal olsun..

Semih Uludoğan