Akif çe
DARACIK SOKAK
Eski bir eve taşınmıştın Tokmağı vardı kapının Evinizin yolu daha asfalt olmamıştı Daracıktı sokağı Çocukluğumu hatırlatan elmalar sarkıyordu bahçelerden Sahibi görmeden aşırıyordum çocukluğuma Canı çekiyordu hınzırın Âşık olmayı öyle güzel anlatıyordu O heyecan ...Yakalanma korkusuyla atan kalp Komşular toplanmıştı Dedikodu yapıyorlardı bana bakarak Yakışıklı çocukmuş kimin için geçiyor buradan Yok canım ne yakışıklısı Heyecandan ter basmış onun parlaklığı Birazda sabi anlamaz aşktan bu Gençliğimi bırakıyorum bahçelerin dikenine Köprülerine eksik kalan yanlarımı atıyorum Bir nefeste izliyorum seni Bir kez daha göremem diye Aşkla savaşıyorum Evinizin suları yel değirmen Kazanan su mu ben mi bilmiyorum Temizleniyorum kirimden Ne çabuk dağılıyor saçların başka bir eve Daha dün gelmişsin bugün yoksun Ateş yakıyorsun biraz ilerideki birkaç katlı evde Benden imar izni almadan hayatına kat çıkmışsın Yüreğimle çakmışsın tahtaları çivilerini yüreğimde unutmuşsun Dönüşü yok bu batışın Tokmağını evimizin kapısına bırakmışsın Her dövülüşünde Kalp atışım giriyor içime Nefes nefese kalıyorum Kim o Benim ben Âşık olmayı özlediğin ...............,, ODAMDAKİ YOLCULUĞUM Yazı odamda devamlı bir sen varsın Göndermek istemesem de Çıkıyor bazen annem Babam toprağını özlüyor Odam yolculuğa pek uygun değil Küçücük Bir tek duvar halısı var Zaman yolculuğuna uçuran Baba hatırası Kokusu Çocukluğumdan kalan tek şey Bu aralar annem duvardan indirdi Küçümsenir oldu duvara halı asmak O günden beri benim yolculuklarımda azaldı Nasıl olsa bekleyenimde yok artık Matrak olmayı pek beceremem Sende aksilik çok gülersin bilirim Korkarım Ağzı güzel laf yapan bir şairin şiirine girmene Sende gidersen Odam bomboş kalır Kim gözlerimdeki yıldızları parlatır Kalemimi açar yazım bitmesin diye Her şairin mutlaka kenarda başka bir odası olmalı Gücü tükenirse sığınacağı Gelenlere kapının açık Gidenlere kapalı olacağı ............ , İLK AŞK sıcaklığı yokluğunda bile kalbime dokunuyor sıranın kim olduğunu bile bilmeden sevdim seni ilk tanışmamızdı size bir soru sorabilir miyim cümlesi alnımdaki heyecan terleri size ilk hediyemdi sonra koşarak sizden uzaklaştım o kadar ateş doldurmuştu ki ellerinizin ellerime ilk değişi yangınımı dostalarıma boşaltmak için koşturdum kilometrelerce haftalarca uyku girmedi gözlerime kapatsam gidiyordun bilinmez bir yere haritaya bakıp sana yakışan yerler seçiyordum öyle güzeldin ki sana yakışan bir yer bulamadım olsa olsa istanbul’lu dedim öyle ya hem bizim gibi ikiye ayrılmıştı hem de sevgim gibi tarihin derinlerinden geliyordu her renkti bir ümit koparmak için gözlerinden aylarca bekledim sınıfının kapısında varlığımı bile fark etmeden yanımdan geçip gittin oysa sana yazdığım ilk şirimi verecektim ilk aşkım isimli adın adımın önüne geçmişti yüzün yüzümün ismimi soranlara korkuyordum senin ismini vermeyi gizli hazinemdin kimsenin bilmediği ismini söylediğimde seni paylaşmaktan korkuyordum başkalarıyla sen benimdin yaşadığım bütün acılara hayatın bana armağanı seneler geçti hâlâ benimlesin aşkınla dolu dünyam artık istesem de değişemem seni sevmek alışkanlığım oldu seni unutunca bir parçamı yitiririm belki karşılaşırız diye yine geliyorum seni bıraktığım yerlere olmasan da ne gam sen hala yüreğimin sırasında oturuyorsun ...... |