Sen Sevgili Başbakanım...
Sen, eğilmedin Allah ta seni eğmeyecek,
Sen, er meydanına çıktığında kimse bileğini bükmeyecek. Yedi düvel üstüne gelse bile, Sen, meraklanma Allah seni zay etmeyecek. Sen, yaşadıkça çağ üzerine çağ açacaksın, Sen, mert ve yiğitçe, ülkemize güzellikler saçacaksın. Yediği tabağa pisleyen, şerefsizlerin çirkin suratlarına, Sen, en şiddetli Osmanlı tokatını vuracaksın. Sen, aklı selim düşünen herkesin duasını alıyorsun Sen, gönül gözleri açık olanlarla oturup kalkıyorsun. İstişare sünneti Resul olduğu için, Sen, istişare yapmadan hiçbir şeye imza atmıyorsun. Sen, sütü helal olanlar için en büyük lütufsun, Sen, tasavuru mümkün olmayan en hayırlı ufuksun. Yüzde dost kalp de düşman olanlar için, Sen, tarih sayfalarına altın harflerle yazılacak nutuksun. Sen, şükretmeyi şiar edinenlerin şükür secdesisin, Sen, dostun dosta verdiği Muhammedi gül destesisin. Kızgın kum çölünde sevdası uğruna ırgatlık yapan için, Sen hararetleri gideren buz gibi su ile dolu su testisisin. Sen, ülkemizin güzel insanlarını şahlandıran küheylansın, Sen, en hayırlı yollarda menzil murad aldıransın. Dünü, bugünü, yarını, karanlık olanların çektiği sıkıntılara, Sen, kalp gözlerinle görülmesi gerekeni gören ansın . Sen,yorgunluk gideren asırlık bir ceviz ağacının gölgesisin, Sen, kimsesiz dul ve yetimlerin, fakir ğurabanın en güçlü sesisin. Kötülüğü bilmeyenlerin tertemiz gönüllerinde, Sen, en şerefli, en babayiğit ve en yufka yürekli asil misafirisin. Sen, Allahtan başka hiç kimseye eyvallah etmezsin, Sen, rengarenk gül olmak varken,asla diken olup bitmezsin. Göründüğü gibi olmayıp, olduğu gibi görünmeyenleri de, Sen, ne pahasına olursa olsun kesinlikle sevmezsin, Sen, oyuncağı elinden alınmış bir çocuk misali gözleri bazen yaşlısın, Sen, zalim, ve vicdansızlara karşı çatık kaşlısın Laf anlamak istemeyen ne idüğü belirsiz olanlara karşı da, Sen, çok celalli ve o kadar da sert bakışlısın. 05/Şubat/2014 |