0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1068
Okunma
Bir hıcran ateşi yine sardı gönlümü
kıvrandım yandım ama yine hüzünlü
açtım mazi sayfalarını bir de ne gördüm
manzara gayet çetindi kurtuluş ancak ölüm
ölmek ecelde bize şimdi yanmak düştü
söndürelim derken maskemiz yere düştü
utandım halimden meğer insan asiymiş
kendini kibirle usanmadan yiyermiş
sırtlanlar bile şaşar dedim halime
bir çekidüzen verirmisin kendine
bir sağa baktım birde sola heyhat oda ne
garplılık adı konmuş meğer şu halime
uşak etmişler busa olmadık amma hala
olamazdık zaten kudursada bu dünya
görüp müslümanın acınacak halini
hicranım yine sardı vardım ağlamaya
ağlamalıydım halimize ağlamalıydım
çünkü bu ümmet garabet içinde yanar
nasıl ağşamazsınki bu ümmetin haline
sanki zalim haklı haksız bu insanlarimiş
biçare zavallıyı kana boğuyorsunuz
tükürmek istiyorum alçak yüzsüze
vallahi acırım yükrüğüme kıyamam
alçaklığın bu kadarına bağrıma basamam
garabet içinde döndüm faydası yok sandım
açtım ellerimi rabbim yandım ha yandım
beniyak lakin o masumları avfu mağfiret eyle
ancak diner acım bu pervasız halimle
huzuruna gelecek yüz kalmadı ey rabbim
elden bir şey gelmiyor olduk evladı yetim
bu zillet bize yakışır lütuflar ancak senden
usandım bu zillet halimden affeyle rabbim
mülk senin malik sensin acizlik bize düşer
ey halıkı zülcelal yoktur senin ezelin
arzu sena seni söyler diller sana aheste
düzerler lalü güher diller sana babu aheste
sıdk senin vasfın doğruluk senin vasfın
zaruret bize lütfun olmazsa şayet
yarab bizi mahşerde eyleme zillet
kıyamette bizi şuurla mahkeme et
5.0
100% (1)