Bir Yetimin Haykırışı
Sıcak
Bana öylesine uzak Ben soğuğum büyüklerim Annem yok ki benim Yaşayamadım o sıcaklığı Yaşayamadım Sarılmayı özledim ben büyüklerim Bir babanın sarılmasını Hasretçesine, sığınırcasına Gözlerine bakarak Bir geminin demir atması gibi Kendimi sana bırakmak istedim Akşam güneşi vurur yüzüme Ve ben, dalarım derinlere Nerelere götürmez ki küçücük aklım beni Ahh, nerelere Belki bir sobanın başına Belki de küçük kulübeme Kardeşimi göreli 7 yıl oluyor büyüklerim Öpemedim onu doyasıya Benim gibi aç mı bilmiyorum Sırtında elbisesi var mı, Gözlerinde ümit var mı? Ahh bilmiyorum Peki ya siz büyüklerim Bu mısraları okurken Ağlıyor mu yüreğiniz? İçinizi titretiyor mu bir ses? Sizi bilmem ama Ben titriyorum büyüklerim! |
MEZAR (TuTKu)
Laldan sükut renksiz gelensiz kuytu her mezar
Kim kimmiş belli bilinmez de bir onca kadar
Saf saf olan eş dost ana kız babayla oğul
Ne vakte durak dayanır ne bu hale bir kul.
Ayakta ki gün eyler mal mülk diye hal muğlak
Gezip tozmakta yok fayda bin yıl olsa konak
Kiminin bak yüzü nur bazı halde yok sürat
Gelenler ki hep aynı yön her mezarda bir zat
Kim bile altta ki ne halde ruhta ne durum
Gelen ki bilmez kimde huzur kimde ne zulüm
Nere kaçsak da fayda yok gelende bu yere
Sükut her mezar bir hal ki yerini kim bile.
İçerleri ürperten vakitsiz son buluş mu
Hal ki kendinle konuş mu bu yere konuş mu
Her biri gizeme bürünmüş tedirgin mezar
Fatihasızla münevver taşlısı da bir kul.
Tarih : 30 / 05 / 2000