Ey Âdem
Toprak atın üstüme ey Âdem !
Yüreğime nazlanan gülüşü ; Sonbaharın asi yüzünde birikti Yüreğim çürüdü … Ağıt yakın kaderime ey Âdem ! Dilinden dökülen “ ben gidiyorum “ yok mu ; Kasımın soğuk sabahın da Yüreğimi yaktı … Söyle gelsin “Azrail” ey Âdem ! Sevdiğimin ; Kızgın alevlere dönen hasreti Vuslata çeyrek kala Yüreğime üşüştü … |