SIRDAŞIM
Gözyaşımı tuttuğum sessiz bakışlım,
Yeri geldi mi işlediğim tel nakışım, Yanıma gelen bedensiz yoldaşım, Karanlıkta buldum seni sırdaşım. Gülüşündeki yağmur taneleri, Kaderimdeki bana çizilen ağır çizgileri, Bastığım topraktaki geçmişin izlerini, Sen öğrettin bana sırdaşım. Bu yazdıklarımın ruhu kapkara mahşer, Söyle giden için nedir mahşer, Kalanın yaşlı gözlerinde nedir beşer? Bu gerçekleri alnıma sen yazdın sırdaşım. Kalemimin boynu bükük, Yazdığım satırlardaki vurgular düşük, Kalbim ise tarumar olmuş bahçe misali sökük, Neden yıkıp geçenleri söylemedin sırdaşım? Söze söz katan sensin, Derde çare aşılayan sensin, Cansız ruhuma sevgi şerbeti veren sensin, Bekle ben de geleyim senle sırdaşım. Gideni yollamak suçmuş, Elveda dar bir sokaktaki yokuşmuş, Oraya tırmanmak ise boş bir yolmuş, Sen öğrettin bana bunları sırdaşım. El sallıyor ona arkasındaki gözler, Hala bekler mi hırçın dalga misali bakışlar, O gidince maalesef geride kalanlar unutuldular, Tek sen yanımda kaldın sırdaşım. |