***BAYKUŞUN MÜRÜVVETİÇok uzak bir ülkede, bir baykuş ailesi Viranede yaşarmış, bunların sülâlesi. Yaramaz oğluna bir kız arar durur dağda Akraba ile olmaz, evlilik hiç bu çağda. Çıkarır ören harbi, az çekirdek satacak Ona virane lâzım, bombasını atacak. Bizlere uzak doğu, kendine uzak batı Atar bir büyük bomba, aratmaz Arasat’ı… Kızarlar ona buna, “soykırımmış” dinlesen Kendisine gelince, “ali kıran baş kesen.” Çıkarır bin virane, o uzak batısından Arar oğluna bir kız, meşhur yıkıntısından. Kendi harabatına azıcık kafa yormaz Ölet var burda diye, bir dakka bile durmaz... Aradan yıllar geçer, baykuşun torunları Şu -pezopotamyada- eşerler sorunları. Hani ne oldu bizim harabeler nerede? Şu bizim oğlana bir kız hangi viranelerde? Bilmem kaç sorti yapar-Sert dam’ın-tepesine! Bakmaz hiç gözyaşına, ne kart, ne körpesine. Bir kurt aşiret bulur, onlarla ortak olur, Azıcık ören için, baykuş ta çok yorulur. Derki şu ortağına; “bana bak mankurt kardeş! “ Benim haylaz oğluma lâzımdır bir güzel eş! Ne ise istenecek, listesini yapalım. Kaç virane lâzımsa, üstesini yapalım... Mankurt baykuş kız evi, usulden, nazlanacak Az buz harabe yetmez, daha çok hızlanacak. Derki dünür baykuşa; -kızımız çok kıymetli Bu ülkenin tüm hepsi olmadıkça rahmetli, Gönlümüz yoktur bizim kızımızı vermeye Ülkenin her tarafı dönmezse viraneye... Dünür çok telâşlanır, olur mu ortak öyle! Bir ülke nasıl döner tamamen viraneye? Çok kolay der kız evi, seç mankurttan sultâni Hele şimdilik geçsin, başa şu -gulyabani- Gör, kısa bir zamanda ailene kaç hane Kıza mihri muaccel, ülke küllün virane... Yıkarız -Sert dam’ı- da, şahadet getiremez, Buradaki serveti, sülâlen bitiremez. Gör artık sen oğlunun güzel mürüvvetini, Kurtlar içsin suyunu, sen de ye servetini... Antalya-2006 |
kaleminiz daim olsun üstadım
selam ve saygılarımla