Gül Hisar
celil cereyân-ı hal ile
gül hisardan sana geldim evvel nam-ı sırr-ı alim gönül gözünde süha idim gamı sukut ile almaya geldim şurada hali sadâm bir garîb veli bir muktedir zahir ashâb-ı asran olandım bülbül dergâhında çeşm-i ezaya salan dilber gül ile söze durdum busende şems-i leb-i derya leblerinde aşk-ı vuslat bâd-ı sabâya tecelli vuslatı sille ile yere çalıp gönülde aşk ile yanmaya geldim |