İSTANBUL'DA BİR HAYALE KAPILSAM
Seninle otursak Piyer Lotti’de,
Bir hayale kapılsam. Gözlerin İstanbul, saçların haliç olsa, Hafif serin esinti sarsa bizi, Haliç kıyılarında. Sıcak çaylarımızdan ılık buğu, Isıtsa içimizi, avuçlarımızda. Sen benim çayımda, ben senin çayında , İki kesme şeker gibi erisek. İçilesi tat versek çayımıza. Uzaktan Gülhane’yi seyretsek, En yüksek tepeleri Çamlıca’dan. Galata’dan kanat çırpsak Boğaziçine, Seyretsek Üsküdar’ı kuş misali süzülsek. Eski İstanbul’u düşünsek seninle, Sen bir Üsküdar hanımefendisi, Ben bir Beyoğlu efendisi olsam. Yaşanılması değer aşkları düşünsek. Sen mendil kenarında ince dantel, Ben marpucumun ucunda nakış olsam. Sirkecide balık ekmek yesek, O buz havada üşüyerek ayaküstü. Ada vapuru çığlık üstüne çığlık koparsa, Yankısı Kadıköy’den duyulsa, Aşkımızı ilan etse muhteşem İstanbul’a. Bu müjdeli habere şahit olsa martılar. Çağırsa bizi Babıâli yokuşu, Çemberlitaş karşılasa sadece ikimizi. Sağ yanımız Sultanahmet, sol yanımız Ayasofya, Kızkulesi gelinlik giyse, nikâhlansa Üsküdar’a. Kahve sohbet mekânımız olsa, Sarayburnu kıyıları. Dalıp gitsem İstanbul’a, Kaybetmeden seni bulsam, İstanbul’un kollarında. Alsam seni İstanbul’dan, O güzelim hülyalarda. Mustafa KURT-15.01.2014 |