MANZARA İSTANBULGelmiş bir kara kardeşim Afrika’dan , Atmış tezgahını saat satar . Uzak doğudan gelmişler belli;çinli veya japon . Resmini çeker,İstanbul’u alıp giderler . Dikilitaş durur zam kazığı gibi , Onu oraya getirmek marifet . Ok attığı şehzadenin , Ok gösterir gidilecek yerleri . O camileri benim atalarım mı yapmış . Bizi bir şey bilmez,yapmaz yaptılar . Şaşırdım görünce o güzel mabedi, Demek ki matematik bilirmiş dedelerim . Eminönünde emin olsam , Çarpılmayacağıma . Daha rahat dolaşırdım İstanbul’u. Garipliğimi attım denize ,balıklara . Sallarken dalgalar gemiyi , Yorgun insanlar suratlarında belli . Bir varsalar beklenenlerine , Yorgunluk gider evlerinde . Her gün yeni nüfuslar eklenir . Sen bu yükü nasıl çekersin . Eski ,yeni halinle Gönlümde ki güzelsin . Sanma ki yanında , Hasretin azalacak . Hatıralarını attıkca dolmayan, Bir kuyusun aslında . Birleşmez derlerken , Köprüler birleştirir iki yakanı . Hasretin hemen başlar ayrılınca. Büyümü yaptın ki ,bağlanır elim ayağım... |
Teşekkürler kaleminize Hasan Hocam...
Selam ve saygılar...