sen belki farkında değildin ama beni karanlık kör kuyulardan ağdınlığa çıkarmıştın...
elim ayağım tutmuyordu dilim sanki kesilmiş konuşamıyordum sesimi duyuramıyordum ağlayamıyordum bile -doğru düzgün- karanlıktı....göremiyordum...
oldum olası sevmediğim ve onun da beni sevmediğini bildiğim şu dünya hep oyun oynadı bana hayat denilen lanet varlık hep dalga geçti benimle ve ben her nefesimde bir daha aldanmayacağım bu oyunlara diye yeminler ettim...
ama gel gör ki şu koca şehre yolumun düşmesi seni görmem, tutulmam yine yapacağını yapmış beni yine sokmuştu acı kumarın içine zarlar atıldığında karar vermiştim bu sefer benim kurallarım olacak...
sen de zorlu bir oyundan çıkmış gibiydin sanki senin de kalbin kırılmıştı -benimki gibi- gülmüyordun gülmek istemiyordun nedense ve ben onarabilirim diye düşünmüştüm safça, o kırık kalbi....
sevdim seni ya tam on oldu rüyamdasın her seferinde gülüyorsun ve sebebini bilmediğim bir nedenle kaçıyorsun ve ben her sabah uyandığımda kendimi mutlu ama gözlerimi yaşlı buluyorum...
neler yapmazdım ki senin için fenerbahçeli olabilirdim mesela yeni bir yüz yılı için onun seninle bekleyebilirdim bir asır ya da ne bileyim çağlar öncesine dönebilirdim senin için hep tahta gözüyle baktığım o süpürgelerle uçabilirdim aklımın,mantığımın, ve hayalimin almadığı kitapları okuyabilirdim senin için... senin sevdiğin toplumlar için gönüllü olabilirdim mesela hemde bir parçasıyla değil tamamını ortaya koyarak yüreğimin... kendimden geçebilirdim senin için huşu içinde ayinler yapardım bir kazan etrafında,dans ederdim -zenciler gibi- toplar atardım senin için havai fişekler... alıp cihanın tüm güzelliklerinden birer tutam doldurup hokkama bir güvercinin -sen ona ister barış de ister savaşçı- apak tüğü ile emsali duyulmamış şiirler yazardım... serden geçerdim senin için kim ne derse desin -ister deli olayım ister avare- çığlıklar atardım sevinçten
neyse.dedim ya bir oyun işte ne kadar acımasız da olsa oynatan bu bir oyun ve ben şimdiye kadar bu oyunu layığıyla oynadığıma inanıyorum nereye kadar sürer bilmem ama kara kaplı defterime yazıldı bir kere adına yazılan şiirler ıkarıp atmak hakkım değil
bundan sonra ne desem ne kadar çırpınsam boş köşemize çekilme vakti gelmiş hatta geçmektedir ben şiir ve sen -bu oyun- nerede biter bilmem ama şimdilik susma zamanı... şimdilik avunma zamanı...
BELKİ YANILDIM EY ŞİİR -BELKİ KURDUM- BELKİ TA BAŞINDAN BERİ BİR OYUNDU İŞTE -ÜÇ PERDELİK BİR KOMEDİ- AMA SEN DE GÖRDÜN Kİ GÜZEL OYUNDU HAKKINI VERDİ SEYRCİLER ALKIŞLAR BOŞUNA DEĞİL*
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
son mektup şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
son mektup şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Duygusal bir film izlemiş gibiyim şu an. Ben filmlerde ağlamam ama, neden gözlerim doldu bilmiyorum. Mektubun mu tozluydu, toz mu kaçtı gözlerime değerli kardeşim? Bende tansiyon var be ablam, Biraz daha kalırsam sayfanda, şu saatte acile götürürler beni. Yüreğine sağlık. Esen kal, şimdilik hoşçakal.
Hepimiz bu dünyada kendimizi çoğu zaman yalnız hissederiz, ve hayat sanki bize inadına acımasızca davranıyor gibi gelir, bir umut ararız, bir ışık, kendimiz o oyunu kurarız kafamızda, oyunu çok güzel yaşarız içimizde , ama gerçekle yüzyüze geldiğimizde oyunumuzun sonu hüsran olabiliyor malesef, yüreğinize sağlık, selamlar..