SABAHIN İLK HABERİ İLE BURUK GÜNAYDIN
Bu sabah acı bir hayat hikayesi ile güne uyanmanın derin üzüntüsüyle merhaba demek bile içimden gelmiyor.
Haber şöyle (09 Ocak 2014 Hurda Kağıt Toplayan Çocuk Kamyonetin Altında Kaldı Bursa’da, ağabeyi ile birlikte hurda kağıt toplayan 6 yaşındaki Yücel , karşıdan karşıya geçtiği sırada kamyonetin altında kalarak öldü. İçler acısı çocuğun bir kaç karton kutuyu taşıyamadığı belli. Market arabasının içine koyduğu karton kutular ile, yolun karşısındaki abisine ulaştırmak için karşıya geçmek isterken elim kaza olmuş. Ülkemde insanlar bir çocuğa bakmaya yeterli saymazlarken kendilerini, üç çocuk istenirse ve bu yavruların istikbalinden ülke kendini sorumlu tutmazsa, okula gönderilemeyen çocukların çoğunluğunun sebebi maddi sıkıntılarsa bu üç çocuk isteğimi durur düşünürüm. Mahcubiyet duymama gerek yoksa isterim ama hangi imkanlar sunmuşsunuz ki bu ailelere cesaret gösterip bu istekte bulunma cüretini gösterirsiniz. Olacağı budur. Zaten bu isteye itibar eden aileler gerçekten cahil kesim zira yetiştireceğin evladına önce iyi bir fert olabilmenin imkanlarını sağlaman gerekir. Yüce Allahım bunun vebalini size soracaktır. Bu guruba bende dahilim .Ülkemin idaresini elinde bulunduran yetkililer benden de çok günahkar, Kendimi yargılarken düşünüyorum. Evet bende üç çocuk annesiyim ve onların her türlü yaşam kolaylığını eşimle birlikte sağlamaya çalışırken kend yaşam kalitemizi hiç düşünmedik.Çocuklarmıza iyi bir gelecek sağlamak ve ülkeleri için düzgün insanlar olmaları için okuttuk ,meslek sahibi oldular. Belki bizim kadar şanslıda olamıyacaklar bunu da biliyorum. Geç gelen meslek ile deneyim isteyen iş yerleriyle karşı karşıya kalan, hayata atılamayan ,bu nedenle haklı itirazları olan bilinçli bir gençlik var. Çevreme baktığımda bu gerçeği de görüyorum. bundan 15 yıl önce ülkeme bavul ticareti için gelen ülkesinin imkanlarını beğenmeyen doktorlar, mühendisler, bir sürü benzer meslek sahibi uzmanlar ülkemizin bir çok konuda değer yargılarını da değiştirdiler. şimdi üzülerek düşünüyorum bizim yavrularımız hangi ülke topraklarında onurlarını kirletecekler. Bunu samimiyetle söylemeliyimki evlenen her yeni çifte şunu demekteyim “ ne olursunuz mesuliyetini kaldıramıyacağınız yavrunuzun günahına girmeyin” Müslüman bir ülkede yaşadığım halde ülkemin bu konudaki zafiyetinin en büyük korkum olduğunu biliyorum. Gönülden istiyorumki; ülkemi yönetenlerin daha dikkatli olmaları, plan proğrama dayalı bir sistem ile doğan çocuklarımızın her türlü yaşam standartının yükseltilerek sosyal devlet haline getirilmesi. Eğitimde çocukların da söz hakkının olacağı güzel bir eğitim sistemi geliştirip hayata geçirlmesi isabetli olacağı kanaatindeyim. ülkemin çocukları için o ayakkabı kutuları dolsun. Bana dinim emrediyor Komşusu açken tok yatan bizden değildir!!! (Hz. Muhmmet s.a.s) düşünüyorum bu sınır komşumuzdan ziyade temel komşumuzdur kasdedilen bunu yanlış anlayan ise devlete hizmet ettiğini sanan idarecilerdir. Allahımdan dilerim kulhakkının zor ödendiğini idrak eden din ve devlet işlerini birbirinden ayıra bilen politikacılarımız bu ülkede söz sahibi olurlar ve yanlış işlerle iştigal eden politikacılar unutmamalıdırlar ki biz vatandaşlar dinimizi, vatanımızı ,bayrağımızı ve atamızı bir bütün olarak hep sevdik ve seveceğiz de. Sizin bu ilkelerimize sahip çıkmanızın bir oyun olduğunu biliyoruz sizden öncede bu böyleydi sizden sonrada böyle kalacaktır. Dördüncü yılını dolduracak olan canım yavrularımın, yaradanımın izni ile bizlere hediyeleri yeni çiçeği burnunda babaannenin hasasiyetiyle : Rahat uyu YÜCEL bu dünyanın cefası senin omuzlarına çok büyüktü dilerim sebep olanlar cezalarını çekecekler. NURAN ÖZTÜRK BENLİ |