hayal...
Hava sıcak ama ben üşüyorum,
Göğsümde derin Bi ağrı... Dağılmış saçım,dağılmışım Dolmuş şoförü kavga istiyor, Ne tuhaf ki ben de öyle. Bütün sıkıntım derdim,kendimle Yetişmeye çalışıyorum,yetiştirmeye Zaman akıp giderken,yüzümden damla damla... Tüm tutumluluğumla biriktirmeye çalışıyorum, Ağaçlar.. yazın başka güzel,kışın başka Yerde sürüklenen kağıttan bile haz alıyorum... Yanıp sönen şu lambalar, Bir tek bana mı güzel ? Eskimiş çatının üzerindeki o bakır rengi paslar... Paslanmış gibi kokan,yeni kesilmiş eldeki kan. Hiç felaket hayal eder mi insan? Oysa her hayalim felaket... Kimisi tek başıma,kiminde cümbür cemaat... Felaket bile güzel,herkes susup bakacak... Öyle bir felaket ki,taş, taş üstünde değil. Toz, toz üstünde kalmayacak... |