hatırla; on yedi yıl geçti aradan ve sen henüz on yedisine basmak üzereydin hayatın bir gezi yapmıştık hani güzel atlar ülkesine, üçüncü günün sonunda bir hurma ağacının altında bir veda busesi kondurmuştum yanağına elinde kâğıttan beyaz bir gül vardı parfümünden sıkmıştın o yapma güle kokun hâlâ ezberimde... ... ve işte o zaman evlenseydim seninle belki bir kızımız olurdu senin kadar belki de nur topu gibi bir oğlan...
yıllar ne çabuk geçip gidiyor; o kâğıt gül bende kaldı kokunu yeller aldı...
hatırla; bir yıl daha geçti aradan derdime dert kattın yaralarıma tuz bastın, git desem olmaz, gitmesen olmaz iki arada, bir deredeydim uçuyordum düşler âleminde göğün kaçıncı katında, bilmem neredeydim?! ... sen gittin, ben bittim adım adım kendimi cehenneme ittim...
hatırla; bir yaz günüydü bir akasyanın gölgesinde gördüm seni uzaktan uzağa bakınca anladım sana esaretimi, bağışla bir türlü toplayıp da cesaretimi gelemedim yanına...
gözlerim gökyüzünde asılı kaldı özlemin göğsümde basılı kaldı...
hatırla; gün beş ocak, yıl iki bin sen yolumda dikiliydin sessizliğin gül ağacı bir yabancı, el gibiydin...
haberin yokmuş gibi bir şeyden yüzün öbür yana dönük yelesini savuran dişi bir aslan edasıyla savurup saçlarını dönünce bana birden gözlerin aklıma bin soru taktı beynimde o an bin şimşek çaktı...
hatırla; bir kaç yıl daha geçti aradan bir gün bir dolmuşa bindim sen beni gördün, ben seni önünde olduğumdan göremedim enseni dönebilseydim gerisin geri bir ’merhaba!’ diyebilirdim belki tutuldu dilim, bağlandı basiretim aşkınla ve kör sağırdım; dilsizliğe dönüştü esaretim...
oturduğun eski semte doğru evinize yakın bir yerde indin ne sen, allahaısmarladık ne ben güle güle diyebildim: eve varıncaya kadar kimbilir içinden bana neler söyledin; belki de ’bırak gitsin, salıver yakasını zaten o delinin biriydi’ dedin...
ama benim içimden bir şarkı geçti Faruk Tınaz’ın seslendirdiği ’sana öyle hasretim ki, bir çabam yok varam diye, yandım ama susuzluktan içmiyorum haram diye!’
öfke ile karışık şakalar şukalar sana kaldı cehennemle barışık şarkılar bana kaldı...
biliyor musun, aşk nedir sevgili; doludizgin koşarken ruhunda aşkın atı frenlemektir elini ayağını kaskatı; kendi ayağını kendi eliyle düşeklemektir istediği halde kavuşup da gönlünce görüşememektir, yoksa ne aşkın tüterdi buram buram ne de hasretin, bir gecede biterdin ne kemiğin kalırdı ne etin...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AŞKI ÇOĞALTMAK İÇİN SEVDİM şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AŞKI ÇOĞALTMAK İÇİN SEVDİM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
biliyor musun, aşk nedir sevgili; doludizgin koşarken ruhunda aşkın atı frenlemektir elini ayağını kaskatı; kendi ayağını kendi eliyle düşeklemektir istediği halde kavuşup da gönlünce görüşememektir, yoksa ne aşkın tüterdi buram buram ne de hasretin, bir gecede biterdin ne kemiğin kalırdı ne etin...
ben seni, aşkı çoğaltmak için sevdim...
Şaban AKTAŞ 03.02.2014
Ne güzeldi okurken yıllar öncesine gittim ........ Dupduru akıcı şiirdi kutluyorum usta kalemi ____________________________________________Saygılar dost kaleme
Tebriklerim ve saygımla...