Gitmedi Kokun Benden
Zümrüdü Anka kuşunun
Kanadında sunmuştun Önce gülüşlerini, sevgini Önde zeytin ağaçları Arkasında yar demiştin. Saçlarıma taç yapmıştın zeytin dalından Hanemize bereket tanrıçası ol diye Ellerin ellerimde kopmaz bağdı Sevgini yüreğime bırakırken Bir nefes gibisin sevgilim sen bana diyordun Benim nefesim yettiğince kanatların kırılmayacak Gözlerine buğulu kristalin ışığını bıraktım Seyrine doyulmasın gökyüzünde bu gece diye Eskitmediğim yollar kalmadı sana gelirken Aşılmaz dağları aştım bilesin Senin yüreğinde aşk olmak için Erişilmez dediler Aşılmaz dediler Yok olursun çöllerde yanarsın dediler Dedim ki onlara sen yokken Bu canı ona çoktan verdim Onsuz zaten yokum Yar yar adını rüyalarıma yazdım Göz yaşlarım düşerken toprağa Sen koktu Taşına bağladığım yemenim Ben küçük bir karıncayım varamasam da aşkıma Uğrunda ölürüm dedim sustular Şengül Aydoğan Kaybına 11 senedir alışamadığım ,gerçek yaşanmışlıklarımızdan alıntı yaparak yazdığım ,bu şiiri sevgisine hayran olduğum müstesna insan eşime ithaf ettim. |
Kuşlar Simurg' a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg' u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg' un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg' un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış);
kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş,
balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş" ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
"SİMURG ANKA - Otuz Kuş" demekmiş.
Onların hepsi Simurg'muş.
Her biri de Simurg' muş.
Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
ŞİMDİ KENDİ GÖKYÜZÜNDE UÇMAK ZAMANIDIR...
Hüma Efkan tarafından 4/16/2014 9:43:08 PM zamanında düzenlenmiştir.